SIKINTI HEPİMİZİN!...
SIKINTI HEPİMİZİN!...
Geçtiğimiz hafta bir kaç esnaf arkadaşla görüşüp sorunlarını dile getirmiştim. Aman Allahım. Biz bir kaç derken, yüzlerce telefon ve mail geldi yazı ile ilgili.
Esnaflarımız, oto park sorunlarını dile getirirken, ilave olarak da işsizlikten ve ilgisizlikten şikayetçiydiler.
Öyle ya. Esnaf kepengini açıyor. Siftah yapsın veya yapmasın, rutin giderleri var. Onlar mutlaka ödenecek. (Elektrik, su, muhasebe, vergi. işçi ücreti. Ay içerisinde ödenmesi gerekiyor.) İş olmuş, olmamış, kimsenin umrunda değil. Bu arada, sosyal yardım dernekleri yakın bulduğu esnaflara giderek yardım talebinde bulunur. Ya da yapacağı bir gün ya da geceyle ilgili hediye ya da bağış ister. Verse olmaz, vermese olmaz. Kimse esnafın derdini bilmez. Bugün siftah yapabildin mi? Kasan da paran var mı ? gibi.
Bu arada, bir çok restororan sahibi de dertlerini sıralıyor. İşçi çalışıtrıyoruz, vergi veriyoruz. Ama bir dernek çıkıyor, dtüzenlediği kermesle bizim işimize balta vuruyor. Vergi yok, kira yok, işçi yok. Bir kişi çıkıp ta “Kardeşim siz ne yapıyorsunuz? Böyle iş olur mu diye” sitemini dile getirmiyor.
Dernekler, devam edecek. Esnaf iş yapacak. Bu arada biraz birbirimizi anlarsak, sıkıntı da ortadan kalkmış olacak. Ezilmeden, ezmeden, ezdirmeden.
Kimler şikayetçi derseniz şöyle bir piyasaya çıkıp, bir kaç esnafı ziyaret edip çay veya kahve içip, bir kaç dakika sohbet etmeniz yeterli. Ortaya öyle işler çıkıyor ki. Hükümetin uyguladığı politikayı beğenmeyip, kendine ait fikirlerle ülkeyi 6 ay içerisinde düzlüğe çıkaracağını söyleyenler bile var içimizde.. Birbirimizin derdini biraz anlarsak, her işin üstesinden geleceğimizi çok iyi biliyorum.