KISA YAZI ÜZERİNE
KISA YAZI ÜZERİNE
Geçenlerde H. Basri Dağlıoğlu yolda beni yakaladı. Gazetedeki yazık çok uzun, okuyamıyorum; lütfen kısalt mesajını verdi. Dedim abi ne diyorsun sen! O yazdıklarım sadece düşündüklerimin zekatı. Yani kırkta biri. Hasan abim okuma özürlüdür. Öğle namazına dursun, birinci rekatta uzun diye elemtereyi okumaz, inna-eğdeyna ile (Kur’anda daha kısası yok) namazı bitirir. Halbuki ben böyük pörçük okuması kolay şeyler yazmaya çalışırım.
Hasan abime cevabımdır!! Oflu Hocaya kadının biri telefon eder. Hocam, kocama sakal bıraktırdın, şimdi ben onu neresinden öpeyim? Hoca cevap verir: ÖP ONU SIRTINDAN!!! Hasan abi yazı uzun diyorsun; OKU ONU SONUNDAN.
ANKARALI DOSTLARIMIN İNCELİĞİ
Ekrem Sarıçiçek beni aradı. Başarım benden, annemden genetik olarak gelmeyebilir dedi. Ekrem kardeş ben gen mühendisi değilim, bana öyle geldi. Bu konuda taviz vermem.
Ekrem Kantarcı’nın zarif eşi beni aradı. Ekrem’in sık sık Ankara dışına çıkması ile ilgili fikir alışverişinde bulunduk. Hanım yengem ben Trabzon’luyum, bu Ekrem’i boşayacağım dedi. Ben de kendisine destek verdim. (Zaten Ekrem’e gıcığım.) Boşa gitsin yenge dedim ve alkışladım.
Basri Bayraktaroğlu’nun zarif eşi aradı. Ahmet Bey ben Basri’yi aldığımda keldi, benim hiçbir kusurum yoktur dedi. Kendisine burada katılıyorum. Sadece karizmasına biraz daha ivme kazandırdığını anlatmaya çalıştım.
Osman Özdenbaşı aradı. Benim Ankara’da Çukurambar’da 3 dairem yok! dedi. Ne bileyim Osman, tapu müdürü değilim ya! Attım gitti. Yaşın kemale erdi, sevabına bir el atayım, kızların dikkatini sana çekeyim dedim. Hepsi o kadar. Sen olaya 357. Maddeden bakma. Adam 40 yaşına gelip evleneme yince tohuma kaçtı derler. Sen 58 yaşındasın çürüğe çıktın haberin yok!
Fatsalı delikanlıların Fatsa dışından evlenmemeleri konusunda yaptığım uyarıyı fark eden genç kızlarımız beni şükranla andılar. Bu anlayışlarından dolayı mutlu oldum...
Kiski Mahmut ile Erkek Selami bizi neden Basri’ye götürmedin diye sitem ettiler. Ve arada galiz kelimeler kullandılar. Alınmadım ama sohbetimizin galiz kelimeler bölümünü kendilerine iade ediyorum. Adanın arkasında mayosuz yüzen balıkları röntgenleyeceğinize beni arasaydınız.
Durmuş hocam aradı. Takımın transfer borçları ve primleri ödenmemiş, ben bu takıma mevlüt okumam dedi. Bunlar mevlid-i şerifin ücretini de ödemezler, ben de yardımcılarımın yanında maçup olurum dedi.
Bunun Gibiler Yüzünden Yazmayı İstemiyorum
Yalnız sessini alamadığım bir arkadaş telefonda 18. Yy. da Amerika’da at çalmak yasakmış, cezası idammış, ben de at çalmayı teşvik ediyormuşum, onun için bana kırılmış!!! Cidden şaşırdım kaldım. Herkes yazılarında ben doğru söylüyorum diye yazar. Ben de benim yazdıklarım PALAVRADIR, YALANDIR, ABARTMADIR diyorum. Bazen bunu rumuzlarla ifade ediyorum. Anlayan anlıyor, anlamayan anlamıyor.
Adamın espri anlayışına bak!!! Adamlarda espri anlama seviyesine bak. Herkeste bir kibir, herkeste bir gurur.
Bundan sonra benim palavra skalama girmek isteyenler dilekçe ile müracat edecek; şakadan anlamayanı yazmayacağım!!!