Bugün aslında sayfalar dolusu yazmak istiyorum. Buna zaman ve zeminde uygun. Ancak çok uzun yazıların severek okunmadığı kanısında olduğumdan kısa pasajlar halinde duygularımı dile getirmek istiyorum. 

Öncelikle belirteyim ki CHP’deki değişimi sevinçle karşılıyorum. Bunun nedeni Sayın Baykal’ın gitmesi değil, Sayın Kılıçdaroğlu’nun gelmesidir. 

Peki aradaki fark nedir?

Aslında çok büyük fark vardır. Benim açımdan Sayın Baykal değil Türkiye, dünya çapında bir liderdir. Kolay kolay da bir daha böyle bir lider yetişmez.  Kişisel olarak hiçbir sorunum olmadığı gibi kendisini takdir ederim. Yani Sayın Baykal hakkındaki düşüncülerim gerçek ve samimi düşüncelerimdir. Ancak Sayın Baykal zamanında sabit bir çember içinde kalmış ve büyüme hızı Sayın Baykal’ın iyi niyetine karşın durağanlaşmıştır. 

Kılıçdaroğlu’na gelince: 

Daha parti’nin başına geçmeden hava değişmiştir. Henüz 4–5 günlük bir genel başkan olmasına karşı tevazukar duruşu, giyimi, soğukkanlılığı, hazırcevaplığı ile rakiplerinin korkulu rüyası olmuştur. Olmaya da devam edecektir. 

 

Bu yıl, (yaklaşık bir yıl önce yapılan bir program nedeniyle) kurultaya katılamadım. Değişimin olduğu günlerde partiden milletvekilliği yapmış, birkaç kez aday olmuş partililerinde olduğu bir grupla bir aradaydım. Değişim nedeni ile memnuniyetini dile getirmeyene rastlamadım. Gurubumuzun içinde bulunan muhalif eski belediye başkanları, eski ve yeni AKP’li arkadaşlarımızın hoşnutsuzluğunu da ayan beyan seyrettik. Sayın Başbakan’a gelince: adını telafuz edilmesinden bile rahatsızlık duymaya başladı. Bırakınız Sayın Başbakanı Sabah haberlerini okuyan televizyon kanallarına: “Kılıçdaroğlu haberleri dinlemekten…’ diye sitem iletileri gönderenler oluşmaya başladı. Bu tepkiler kıskançlık tepkileridir. Korku tepkileridir. Bu yükseliş temposunun devam etmesi halinde (ki edeceğini umuyorum) İlk genel seçimlerde (çok anormal bir durum esmezse) CHP’nin tek başına iktidara geleceğine kesin gözüyle bakıyorum. 

Bu arada Sayın Baykal’ın “On yılda bir hayatımda heyecan verici bir değişiklik oluyor anlamına gelen siyasetin her yerinde olacağım.” Mesajı gözden kaçırılmamalıdır. Bu beyanatla Sayın Altan Öymen’in genel başkanlık dönemini yaşıyorum. En kısa zamanda genel başkanlık için kolları sıvayacağım mesajı verilmektedir. Herkese tebliğ olunur.