GİDENLERİN ARDINDAN...
“Her ölüm erken ölümdür” demiş Şair Cemal Süreya. Ne kadar doğru bir tespit değil mi ? Bir insanın hayatını film şeridine koyarsak elbette o şeritte unutamadığı kesitler olacaktır. Binalar,sokaklar insanlar değişse de, zaman onlarca şeyi alıp götürse de onlar unutulmaz. Benim için bu kesitlerden biri de elinde büyüdüğüm İlyas TATLIELMA.
Her sabah erkenden gelir dükkanını açar,içerideki eşyaların tek tek tozunu alıp dükkanın önüne koyardı. Çarşıya ne zaman erkenden gelsem yine o dükkanını açmış günün tadını çıkarmaya başlamış olurdu.Selamsız geçmezdi kimse yanından. Çevresinde sevilip sayılırdı. Sessiz sakin bir adamdı. Kimseyle dargın da değildi bildiğim kadarıyla. Fatsa’nın eşrafıydı. Şikayet etmezdi. Hayatında olan biten her şeye hep şükrederdi. Her zaman gülen,samimi içten bir adamdı. Hal hatır sorar, derdi olana derman arardı. Üniversite yıllarında İstanbul’dan Fatsa’ya her gelişimde Hoşgeldin Hikmet derdi o yüzündeki sıcak samimi ifadeyle. O da bana yeterdi zaten. İyi günde, kötü günde, bayramda, cenazede, düğünde, dernekte hep vardı. Derdi sıkıntısı varsa da belli etmezdi.Saçları hayatın akışına fazla dayanamayıp kırlaşsa da İhtiyar bir delikanlıydı o. Böyle dediğime bakmayın İhtiyar da değildi aslında. O kısa boylu güleç yüzlü adam cebinden benim gibi on tane delikanlıyı çıkarırdı. Ben onu her gördüğümde yirmi yıl önceki İlyas Amca’yı görürdüm o anda gördüğümü değil.
Onun elinde büyüdüm desem yeridir.Kendimi bildim bileli hep vardı. Yüreği sevgi doluydu. Çocukken mahalledeki oyun arkadaşlarımızla yaramazlık yapardık,hatta bazen işi abartıp dükkanın önündeki eşyaları kaçırırdık. Bize kızmazdı bile. En son muhabbet çay evinde Hikmet Bıçakçı ile yaptıkları sohbetlerine katıldığımda, bana ”Ne olur bu politika işleri Hikmet” dedi. İlyas amca sen olursun ben olurum Hikmet Amca olur da gerisini bilmem demiştim. Demek ki gerçekten gerisini bilememişim. Ölümün ne zaman geleceğini elbette yüce Allah’tan başka kimse bilemez ama ben nasıl yakıştırırdım ona ölmeyi.Daha çok zaman var diye düşünürdüm. O her zaman benim gözümde çocukluğumun İlyas amcasıydı bende hala çocuktum.O olmadan mahalle olmazdı. Masalın kahramanlarından biri olmazsa masalın anlamı kalmazdı.Aniden aramızdan ayrılınca da gerçekten masalın bir anlamı kalmadı.. Yakışmadı, hiç yakışmadı…
Onun hakkında ne kadar çok anlatırsam anlatayım illaki hep bir şeyler eksik kalır.. Söylenmesi gerekip te söylenmeyen onlarca iyi şey durur ardı sıra. En önemlisi de hafızamda onun hakkında hiçbir kötü şeyin olmaması.Nasıl bir insanmışsın ki “İlyas Amca bana şu yanlışı yaptı” dememişim,diyememişim. Maalesef ki, sen aramızdan biz kabullenmesek de ayrıldın. Eşin, çocukların, torunun, akrabaların o kadar şanslı insanlar ki senin gibi bir babanın oğlu, senin gibi bir adamın eşi, senin gibi bir insanın torunu ve akrabası oldukları için. Bu bir insanın geride bırakabileceği en büyük en önemli servettir.. Hafızalarımızda hep iyi şeyler hep güzel şeyler var İlyas Amcam.Seni hiç unutmayacağız ve seni hep o gülen samimi yüzünle hatırlayacağız.
Ruhun şad, mekanın cennet olsun.