GÖNLÜMDEKİ DUYGULAR
Şair Kime Denir?
Toplum İçindeki Yeri Nedir?
Sözlük anlamı şiir söyleyen veya yazan kimse. Geniş bir hayali olan, duyarlı, duygulu kimse. Buna aynı zamanda şair ruhlu insan denir. Şairin önemini Mehmet Emin Yurdakul, şu dizeleriyle seslendiriyor: “Şairleri susan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.” Bir şiir yüzünden büyük kazançlar sağlandığı gibi, bazen de kelle gitmiştir. Tek mısra söylemekle de şair olunur. Şiir tek tek mısralardan oluşur.
Şair İsmail Uyar oğlu şu sözleri sıralıyor:
Sebzelerden sevdiklerim: Havuç, domates, oyun
Meyvelerden sevdiklerim: Elma, şeftali, oyun
Bence en iyi besin: Oyun. Çünkü hiçbir şey yemesem bile bazen oynarken doyuyorum.
Cahit Külebi Köy Öğretmenleri şiirinde şöyle sesleniyor: Yurdumuz uçsuz bucaksız, Gökte yıldız gibi köylerimiz var. Ama uzak, ama şirin, ama garipsi. Alın benim gönlümden de o kadar.Uzak köylerimizde kuşlar gibi, her sabah çocuklar size uçar. Ama küçük, ama büyük, ama güleç... Alın benim gönlümden de o kadar. Siz kara göklerin yıldızları, Işıtın yurdumuzu sabaha kadar, ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu... Alın benim gönlümden de o kadar.
Aşık Veysel Şatıroğlu Hastane isimli şiirinde şöyle seslenir: Dertliler dermanı sende arıyor. Millete hizmetin var hastane. Türlü türlü yaraları sarıyor, var olsun hekimlerin hastane. Hademeler çalışırlar işinde, herkesin bir derdi vardır başında, kimisinin ecel gezer peşinde, bu da mukadderdir, der hastane. Dertli olan gelir gelir yalvarır, Göz açılır, kulak verir dil verir, Tedavisi bitenlere yol verir, Dünyalar durdukça dur hastane. Hastane büyük nimet Sivas’ta, Kolayca geliyor gidiyor hasta, Rabbim kimseyi koymasın yasta, Her vilayet ister bir hastane. Veysel’in kalbinden gitmez kederi, Bu fani dünyaya geldiğinden beri, Elim çalar, dilim söyler dertleri, bu da benim için kar hastane.
Şair Nazım Hikmet tarzında şiir yazan değerli insan Şair Op. Dr. Mehmet YEREBASMAZ, 12 Şubat 2010 tarihli gazetede yayımlanan EVRİM isimli şiirini beni çok etkilediği için tekrarlıyor, görüşünüze sunuyorum: İlkçağlarda, canavarlar, koca koca hayvanlar, iri, ilkel, taşlı, sopalı insanlar karşı karşıyadırlar. çoğunlukla hayvanlar, insanlara galip geliyorlar, ve fakat bir arada yaşamak zorundadırlar. Korunaklı yerler ve mağaralarda, kenetlenip evcilleşti insanlar, ve şeflerini seçtiler. Hayvanları katletmeyi, dağlamayı, bağlamayı yemeyi, yemediklerini saklamayı öğrendiler. Birbirlerinden hastalık kapıp, aynı hastalıklardan öldüler. Hayvanları kimini evcilleştirdiler, uysal, mutsuz, etini, sütünü verir oldular, kimileri kaçabildi, vahşi, özgür, aç, tok insanlardan uzaktılar. Yeni çağlarda; işler değişti, hayvanlar insanların eline geçmişti. Kim yakınsa, hayvandan insana, beslendi ama etini, sütünü verdi. Kim yakınsa insandan şefine, malını genişletti lakin saygısını kaybetti. Kim uzaksa, hayvandan insana, aç, tok, kendi başına özgürdü. Kim uzaksa insandan şefine, karın tokluğuna, onurlu ve hürdü. İnsanlar, hayvanları evcilleştirdi diyorlar, hayvanlar, insanları evrimleştirdi bilmiyorlar.
Evrim sözlük anlamı: Zaman içerisinde birdenbire olmayan kesintisiz, niteliksel ve niceliksel gelişme süreci.