ARILARIN GDOR17;LU BİTKİLERLE SAVAŞI
Son yıllarda arı ölümlerinde hızlı bir artma görülmektedir. Yapılan tüm araştırmalara rağmen toplu arı ölümlerinin nedenlerine bir türlü ulaşılamamıştır.Her ne kadar laboratuar ortamında bir inceleme yapıldığı ve sonuçlarının bilahare kamuoyuna bildirileceği söylense de bu güne kadar bunun gerçekleştirilememiş olması bazı kuşkuları ardı ardına sıralamaktadır.
Yaşanan bu olay karşısında il ve ilçe tarım müdürlüklerinin yapmış oldukları çalışmaların da hala sonuçlandırılamamış olması bazı gerçeklerin gizlendiği kuşkusunu da güçlendirmektedir. Arıların yaşam kaynaklarıyla ilgili alanları incelemek bu kadar zor olmamalı…
Arılar ya aç kalıyorlar, ya da bilmediğimiz yeni hastalık türüyle karşı karşıya kalıyorlar. Beslenemiyorlarsa yapay olmayan bitki, çiçek popülâsyonlarının azalıp azalmadıklarına bakmak lazım. Ya da bilmediğimiz bir hastalıkla karşı karşıyaysalar arıların beslendikleri şeker türlerinin içeriğine bakmak lazım.
Mesela arı ölümlerinin en çok tespit edildiği bölgelerin bir haritası çıkarılmalı… O bölgelerdeki bitki popülâsyonunda ne tür bozulmalar olup olmadığının tespitleri yapılmalı… Şu bir gerçek ki; Aydın bölgesinde GDO’lu deneme tarımı yapıldığını ve o bölgede toplu arı ölümlerinin hızla artış gösterdiğini kimse görmek istemiyor. Aydın bölgesini deney tarlası olarak kullanan şirketler yaptıkları GDO’lu deneme ekimleriyle asıl bitki popülasyonuna zarar vermediklerini söyleyemezler. Yıllardır deney tarlası gibi kullanılan bu topraklarda GDO’lu gen kaçışlarıyla asıl bitki türlerinde bozulmalar görüldüğü tespit edilmiştir. Döl yapma yeteneğini kaybeden yalancı çiçeklerden arılar beslenebilir mi sorusu tüm çıplaklığıyla ortada dururken farklı yorumlarla insanları yanıltmak nasıl bir doğrudur?
Bu gün “Dünyada en çok arı ölümlerinin görüldüğü ülkeler arasında ABD neden başı çekiyor?” diye de bakmak lazım. Özellikle Amerika’da toplu arı ölümlerinin sebebi GDO’lu tohumlarla üretim yapılmasına dayandırılmaktadır.
Bütün bunlara rağmen ABD baskılı GDO’lu üretimin Türkiye’ye de kabul ettirilmesi olayın vahametini daha da güçlendirmektedir. Çünkü bizdeki arı ölümlerinin en çok görüldüğü bölgelere baktığımızda Adana, Hatay, Aydın ve Trakya bölgesi olarak görülmektedir. Adana Çukurova’da 1994’ten beri GDO’lu deneme ekimleri yapılmaktadır. Aynı şekilde Aydın’da da GDO’lu deneme ekimleri yapıldığı gibi Trakya bölgesi’nde de yıllarca GDO’lu ayçiçeği tohumları kullanılarak ekimler yapıldığı tespit edilmiş vahim bir konudur.
Başta da söylediğim gibi GDO’lu tarım alanlarının çoğaldığı bölgelerde tozlaşma sonucu diğer bitki türlerinin bozulduğu ve döl yapmayan yalancı çiçeklerle asıl popülâsyonun zaman sonra bozulduğu ve arıların bu popülâsyonda beslenemediği gerçeği asla inkâr edilemez.
Diğer bir vahim konuysa Amerikan patentli mısır tatlandırıcılarıyla beslenen arılardaki toplu ölümlere de bakmak sanırım yeterlidir.