Görüntülenen Sayı: 2029
2803 | Yayım Tarihi: 2 Nisan 2010 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » GDO TİCARETİNDE KONTROL KİMİN ELİNDE

GDO TİCARETİNDE KONTROL KİMİN ELİNDE


Facebook'ta Paylaş

 GDO TİCARETİNDE KONTROL KİMİN ELİNDE
Yeni biogüvenlik yasa tasarısıyla Türk insanının her türlü üretim potansiyelinin tamamen yabancı güçlerin kontrolüne geçtiğini söylersem sakın şaşırmayın.
Tütünde, şekerde, buğdayda, patatezde, pirinçte, mısırda ve daha birçok tarımsal üretimde, üretime kota uygulayarak üreticinin daha çok kazanacağını söylemişlerdi. Çünkü “Üretim fazlamız var, ürün para etmiyor, üretim alanlarını sınırlarsak daha çok kar ederiz” düşüncesi beyinlere kazınmıştı.
İlk etapta mısırda ve buğdayda kota uyguladılar ama peşinden de Mersin Limanı’na onlarca gemi mısır ve buğday ithal ederek dolaylı olarak üreticinin belini kırdılar.
Daha sonra tütünde kota uyguladılar, özelleştirme yasasıyla Tekel’i kapattılar.
Peşinden şekere kota uyguladılar, yine özelleştirme yasasıyla şeker fabrikalarını yabancılara satarak, şeker üretimini daha da yavaşlatıp üreticiyi özellikle bunalttılar.
Şimdi “Bütün bunlar niye yapıldı?” diye bir sormak lazım… Bu ülkenin yönetenleri bu kadar mı aptaldı da, üretime özellikle kota uyguladılar ya da bu sömürü çarkının taşeronluğundan pay mı aldılar?
Mesela şeker fabrikalarının kimlere satıldığına bir bakın… GDO ticareti yapan firmalar, özelleştirme yasası adı altında satın aldıkları tüm fabrikaları niye kapattılar?
“GDO’lu ürün ticaretiyle şeker fabrikalarının tümden kapatılmasının ne alakası var?” diyebilirsiniz.
Var… Hem de çok var. Bu gün Cargill’in mısır tatlandırıcıları ülkemizin dört bir yanında kullanılıyor. Peki, bu mısırların GDO’lu olduğunu ve üretimindeki limit değerlerin ne oranda olduğu bu güne kadar hiç sorgulandı mı? Sorgulanması da zaten mümkün değildi.
Buradaki asıl amaç, ülkemizdeki şeker üretiminin tamamen bitirilip GDO’lu mısır şekeri ithalatının da önünün açılması değil de nedir?
Kotalarla ve özelleştirme yasalarıyla ülkemizde neler yapılmak istendiği apaçık ortadadır. Meydan GDO tüccarlarına tamamen teslim edilmiş durumda… Ülkenin ekonomik geleceği ipotek altında… Bu günün kurtarılması hırsı içerisinde alınan bu kararlar, ülke toprağının ve doğal yapısının da bozulması tehlikesiyle karşı karşıya bırakıldığı gerçeği görülmüyor mu?
Evet… Ülkemizin doğal yapısında zaten bozulmalar olduğu bilinmekteydi. Buna rağmen bu yasanın muhalefet desteğiyle de çıkartılmak istenmesi nasıl bir doğruydu?
Aybastı’da ve Niğde’de patates ekimleri yirmi beş yıllığına neden yasaklanmıştı? Bu sorunun cevabını farklı şekillerde sebepler üreten sayın hükümete ve muhalefete sormak lazım.
Sormak lazım: ABD’den ve AB ülkelerinden ithal edilen buğdayın, mısırın ve daha birçok tarımsal ürünün GDO’lu olup olmadığını… Öyle ya… ABD’nin tarımsal üretiminin yüzde sekseni GDO’lu olarak üretilmektedir. Hatta et ve süt ürünlerinde bile hormonlu ilaç kullandıkları tüm basın yayın organlarında haber olarak verilmektedir. Örnek verecek olursak bu yıl 500 bin süt ineğine, fazla verim alabilmek için büyüme hormonu enjekte edildiği söylenmekte…
Durum vahim… Ülkenin ekonomik geleceği yeni çıkan yasayla bu GDO’cu tüccarların daha da kolay hareket etmelerini sağlamıştır.
Bizlerin yasak bildiği GDO üretimi sadece Türk halkına reva görülmüş bir yasaktır.

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.