GÖNLÜMDEKİ DUYGULAR
1974-1980 yılları arasında yine çetin bir yaşam mücadelesini geride bıraktım. İnsan kendi doğup büyüdüğü yerde daha dikkatli olmak zorundadır. Çocukluğundan itibaren seni tanıyanlar karşındadır. Hangi görüşe sahip olursan ol, öğretmen olarak tarafsız davranacaksın. İnsanlar arasında ikilik çıkarmayacaksın. Fikirlere saygı göstereceksin, adil olacaksın.
Aybastı bir ilçe merkezi, Fatsa ile bağlantılı. Fatsa’da esen rüzgar oraya da vuruyor. Her iki tarafta yakın akrabalarımız var. biri solda, diğeri sağda yer almış. Benim gibi düşünmeyen neden benim düşmanım olsun. O günlerde oyuna getirildi insanlar.
1974 yılında yapılan başarılı Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra bozgunculuk arttı. Gençler birbirine düşürüldü. Öğretmenler TÖBDER ve ÜLKÜBİR diye iki dernek içinde yer aldı. Hiçbir derneğe üye olmayan öğretmenler de vardı. Yine polis, POLDER ve POLBİR olmak üzere iki grupta bulunuyordu. Düşüncelerde yakın olanlar dali davranamadılar. Taraf tutuldu, haksızlıklar yapıldı.
Afyon Sincanlı Paşaköy İlkokulu’nda çalışırken TÖBDER’e üye olmuştukm. Bu derneğin fikirlerini savunuyordum. Atatürk’ün çizdiği yolda yürüyorduk. Yapıcıydık, iş yapmak ekmek, su gibiydi bizim için. Uğur Mumcu’nun ve Fakir Baykurt’un eserlerini okuyorduk. “Yurt kalkınmasında öğretmenin yeri çok önemlidir” parola buydu. 1974 – 1975 ders yılında Aybastı Merkez İlkokulu’na bu donanımla geldim. Üye arkadaşlarla tanıştım. Bizi birbirimize düşürmek için kurulan tezgahı sezdim. Arkadaşlarımı uyarmaya çalıştım. Devletimizin yaptığı hatalı davranış yudur: Bir kısım öğretmenlere hiç askeri eğitim verilmedi. Disipline olmayan arkadaşlar oyuna getirildiler. Ben Isparta’da 4 ay sıkı bir askeri eğitim gördüm. 20 ay Diyarbakır’a bağlı Eğil nahiyesinin (şimdi ilçe merkezi) Bahşilar köyünde öğretmenlik yaptım. Üniversiteye girdim. Öğrenci hareketlerini gördüğüm için arkadaşlara göre tecrübeli görüyordum. Okuldan yeni mezun, fazla yer dolaşmamış, boz elbiseyi hiç giymemiş kişiye söz geçiremedim.
1975 yılının ortalarında, çocukluk arkadaşım öğretmen Burhan Aydın’ın teşviki iye bağlı olduğum dernekten istifa ederek ayrıldım. Bu arkadaşımı 1997’de kaybettim. İdealist bir öretmendi. Resim yapar, saz çalar, oyun ekibini çalıştırırdı. Kitap kurdu idi. Bir iki günde kalınbir kitabı okurdu. İki ders yılı okul müdürlüğü yapmıştır. Çevresine faydalı olan bir arkadaşımızdı. Onun teşviki ile yeni kurulan ÜLKÜBİR’e üye oldum
TÖBDER’li arkadaşlara karşı dürüst davranmaya çalıştım. Bir kere ok yaydan çıkmıştı. Kim haklı kim haksız ona göre davranıyordum. Ortaokulda ek derse giderken okul içinde bir hadisede Burhan Aydın’ı haksız gördüm. Kars’ın Hamak ilçesinden Şeref Dursun’u savundum. Yakın akrabalarımız beni ikili oynamakla suçladılar. Onlara kızmıyordum. Hatayı kendimde görüyordum. Olaylara tarafsız bakıyordum.
1977’nin Kasım ayında Burhan Aydın’ın tayini çıktı. Onun yerine Mehmet eser okul müdür olarak atandı. İyi bir yöneticiydi. Öğretmelere karşı adil davranıyordu. Üç yıl gibi zamanda başarılı olarak okulu yönetti. 1993 yılında aramızdan ayrıldı. Her iki okul müdürümüzü saygı ile anıyorum.
1980 yılının Mart ayında derneği fesh ettik. Nisan ayında öğretmen arkadaşım Muhsin Tokat şehit edildi. Mayıs ayı içinde eniştem Hamza İhsan Aydın’ı ve Hasan dayımın oğlu Ekrem Çamaş’ı kaybettik. Haziran ayı osnu akrabamız Hacı İbrahim Tataroğlu cami kapısında vuruldu. Üzüntüden şoke olmuştum.