ÇAYBAŞI MAÇI…

Öncelikle Fatsa Belediyespor’u kutluyorum. Şu ana kadar üç maç yapmasına rağmen her karşılaşmada bir gol fazlasını atarak yoluna devam ediyor.

Özel İdare maçında takımı biraz tutuk görmüştük ama Çaybaşıspor deplasmanında futbolcularımızın gerçek gücünü izleme imkânı bulduk.

Maç sırasında ayaz denecek kadar soğuk vardı. Maç boyunca yağmur yağdı. Özellikle de sahanın içi tam bir çamur tarlasına dönüşmüştü. Zaten o manzarayı görünce bir anda, geçen yıl aynı şartlarda karşılaştığımız Ulubey maçını hatırladık.

Tribün bölümünün üst kısmı kapalı olmasına karşın seyirciler olarak soğuk yemekten kurtulamadık.

Yaklaşık iki yüz civarında olan Fatsa seyircisi maçı, sayıları yirmiyi bulmayan Çaybaşıspor taraftarıyla birlikte izledi.

Zaten rakamlara da bakıldığında müsabaka sanki Fatsa Şehir Stadyumu’nda yapılıyordu.

Maç boyunca susmayan seyirci, görevini tam anlamıyla yerine getirdi. 

Çaybaşıspor’un güçsüzlüğü her halinden belliydi ama teknikten çok fizik gücü gerektiren su ve çamur deryasında takımımız, maç boyunca üstün bir mücadele sergiledi.

3-0’la kazandığımız maçta her an gol de yiyebilirdik. Çünkü sürekli çamura veya suya takılan top, hemen her pozisyonda iki takımın oyuncularını da aldatmaya müsaitti. 

Ancak korktuğumuz başımıza gelmedi.

Maçın ilk yarısında tribün tarafındaki yan hakem çok ciddi hatalar yaptı. Bir çok pozisyonda aleyhimize ofsayt bayrağı kaldıran yan hakem, rakip kaleye attığımız bir şutu kalecinin parmaklarıyla dışarı atması sonucunda korner olması gerekirken topun auta gittiği kararını vererek orta hakemi yanlış yönlendirdi.

Orta hakeme gelince… Seyircimiz orta hakemi çok sevdi. Kendisine Varol Hoca diye hitabedildiğini öğrendiğim orta hakem, her düdük sonrasında yaptığı ilginç ve sempatik vücut hareketleriyle seyirciyi kahkahaya boğdu. 

Onun sayesinde o soğuğu unuttuğumuz gibi pandomim ve stand up karışımı bir şov izlediğimizi söyleyebilirim. Sanıyorum Varol Hoca’ya “var ol hocam” demek yerinde olur.

Evet… Fatsa Belediyespor geçen yıl olduğu gibi bu sezon da şehrimize heyecan katmaya devam ediyor. Şehrimizin takımını izlemek çok keyifli… Siz de gelin…

ALPARSLAN KÜÇÜKALİ…

Radyo Mega’da yaptığım Kıvılcım programına katılan Alparslan Küçükali, siyasetten iş yaşamına, profesyonel futbol yaşamından Fatsa’nın sosyal hayatına kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı. Aslında Küçükali’nin yaptığı açıklamaların geniş bir özetini bu sayıda vermeyi düşünüyordum. Ancak bazı teknik aksamalar nedeniyle bu haftaya yetiştiremedim. Aynı zamanda 29 Mart yerel seçimlerinde CHP İl Genel Meclisi üyeliğine aday olan Küçükali, Fatsa siyasetinde yeni bir yüz, yeni bir soluk… Fatsa’ya geldikten sonra ilk olarak Doğa Tepe Sitesi’nin büyük bir bölümünü tamamlayan ve şimdi de Diyaliz Merkezi’nin hemen yanında Düşler Yakası Sitesi’ne başlayan Alparslan Küçükali, yaptığı işlerle de Fatsa ekonomisine elinden geldiğince katkı sağlamaya çalışıyor. 

Kendine has siyasi üslubu ve terbiyesiyle, iş yaşamındaki başarılarıyla, Fatsa’ya olan sıkı bağlılığıyla tanıdığımız Alparslan Küçükali’nin yaptığı açıklamaları kaçırmayın… Benden söylemesi…

DOMUZ GRİBİ…

Şu domuz gribi konusunda koparılan yaygaraları anlamış değilim. Domuz gribinden yaşamını yitirdiği söylenen dokuz kişinin gerçekten domuz gribinden öldüğünü ispatlayan hiçbir habere rastlayamadık. Bilmiyoruz yani… Ayrıca daha çok çocukları vurduğu söyleniyor. Ama ne hikmetse ölenlerin hepsi de yetişkin… Bitmedi. Normal gripten ülkemizde her yıl 17 bin kişi ölüyor. Buna karşılık domuz gribi vakalarında beklenen ölü sayısı 4 bin… 17 bin kişi için alarma geçemeyen Türkiye, ölümü beklenen 4 bin kişi için ayakta… İnsan şöyle bir saçma soru sormaktan kendini alamıyor: “Nasıl oluyor da oluyor?” Öte yandan aşı muhabbetine girmiyorum bile…  

Birileri bizimle tatlı tatlı dalgasını geçiyor ama ben de sizin gibi hiçbir şey anlamış değilim. Galiba toplum mühendisleri yine iş başında… HOŞÇAKALIN