KÖTÜ KOMŞU İYİ KOMŞUYU ELEK TEKNE SAHİBİ YAPMAZ, İYİ KOMŞU KÖTÜ KOMŞUYU ELEK TEKNE SAHİBİ YAPAR
KÖTÜ KOMŞU İYİ KOMŞUYU ELEK TEKNE SAHİBİ YAPMAZ, İYİ KOMŞU KÖTÜ KOMŞUYU ELEK TEKNE SAHİBİ YAPAR.
bizlerde uzun zamandan beri bu söz her yerde söylenir ve adet haline gelmiştir.
Olayın doğrusu şudur. Genellikle köylerimizde her evde lazım olan eşyaların tamamı bulunmaz. Bu da aile reisinin ihmalliği ve kabahatidir. Bir eve lazım olan kazma, kürek, elek, tekne, keser, testere, nacak, balta gibi buna benzer bir çok eşyanın bulunması gerekirken, bugün köylerimizde % 90 ailede bu eşyalar yoktur. Sadece % 10’un da vardır. Her komşu birbirine muhtaç olduğuna göre birbirlerinden ödünç eşya almaları doğaldır. Fakat aldığı gibi geri getirmek üzere...
Çok eski zamanlarda bir komşu, komşusundan elek tekne alır. evine gider, işini görür, diğer bir komşu da, bu komşudan emaneti alır, işini görür. Elek tekne sahibinden izin alınmadan kapı kapı dolaşır. Elek tekne sökülür, kırılır. Elek teknenin sahibi olan komşu emanetler geri gelmeyince peşine düşer. İlk verdiği komşu, Fadime’ye verdim der. Fadime, Emine’ye, Emine, Sadiye’ye derken mal sahibi, elek ile tekneyi son alan kadının çöplüğünde bulur. Alır eve getirir. Kadının kocası kırık olan elek, tekneyi görür. Niye verdin diye eşini döver. Gider çarşıdan yenisini alır. Bunu duyan komşular yine kapıya gelirler. İsterler. Mal sahibi eşyasını kimseye vermez. Komşular çarşıya giderler ve kendilerine elek, tekne alırlar. Çarşıdan gelen komşuları gören diğer komşularhayırlı olsun derler. kadın da kötü komşu iyi komşuyu elek tekne sahibi yapar der. işte burada aradığımız kötüler daima bulaştırıcıdır. Bu kabahat kimdedir. Alanda mı, verende mi yoksa dayak yiyende mi? Bu olay her yerde halen devam etmektedir. Önce utanmayı öğrenelim, sonra etrafımızı, kendimizi tanıyalım, sonra konuşalım.
İyiler olmasa kötüler neye yarar?
Onlar ancak birbirlerini boğar.