DOLUNAY VE FAKÜLTE KAVŞAKLARI (3)
DOLUNAY VE FAKÜLTE KAVŞAKLARI (3)
09.09.2009 tarihinde bir dilekçe ile Samsun Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü’ne, Dolunay ve Fakülte kavşaklarında sinyalizasyon sistemi yapılması için başvuruda bulunduğumu yazmıştım. Gelen cevabi yazıyı özetle aktarıyorum:
‘ Bahse konu mevkilerde yapılan incelemelerde yolun projesine uygun yapıldığı, sürücülerin kavşaklara yaklaşırken hızını kurallara uygun şekilde hız limitlerine indirmediği, dolunay otel çıkışı ve dolunay mahallesi çıkışı ile Fatsa deniz Bilimleri Fakültesinin bulunduğu kavşakta gerekli işaretlemelerin yapıldığı tespit edilmiştir.
Bahse konu kavşaklara sinyalizasyon sisteminin tesis edilmesi, gerekli kriterler sağlanmadığından Bölge Müdürlüğümüzce uygun görülmemektedir. Bu kavşaklarda hız kontrolü yapılması halinde trafik güvenliğinin sağlanacağı düşünülmektedir.’
Cevabi yazıdan anlaşılan bu kavşaklara trafik ışıkları konulmayacağıdır. ‘Kavşaklarda hız kontrolü yapılması halinde trafik güvenliğinin sağlanacağı düşünülmektedir.’diye muallak bir ifadeyle son nokta koyulmuştur. Hız kontrolünü kim yapacaktır? Burada araçların kendi hız kontrolünü yapmasıysa kastedilen, oradan geçen hiçbir aracın hız limitlerine uymadığı açıkça görülmektedir. Kavşaklarda trafik polisi bekletilmesi, radarla hız kontrolü gibi bir önlem de düşünülmüyor. Öngörülen tek şey, araçların hız kontrolü yapması. Fakat benim gördüğüm araçlar oradan en az 100 km hızla geçiyor. Şehirlerarası bir çift yoldan 50- 60 km hızla seyretmek kimsenin aklına gelmiyor. Kimse o yolu şehiriçi olarak görmüyor. Kimse o yoldan geçerken karşıdan karşıya geçen yayaları, dönen araçları, evine ve işine gidenleri, okuluna gidenleri hesaba katmıyor. Her araç biran önce gideceği mevkiye yetişmeye çalışıyor. Bahsettiğimiz yol, doğu ile batıyı; kuzey ile güneyi; yurt içi ile yurt dışını birbirine bağlayan; sarp sınır kapısına kadar uzanan bir yol. Tırlar, kamyonlar, otobüsler her türlü aracın defalarca geçip gittiği bir yol. Bu araçların her birinin ayrı ayrı hız kontrolü yapacağını düşünmek hayalden başka bir şey değil.
Bu yolda kontrol sağlanmış olsaydı bu kadar çok kaza meydana gelir miydi? Yayalar, araçlar birçok insan kaza tehlikesi atlatır mıydı? Her gün karşıdan karşıya geçmek böylesine eziyet olur muydu? Bazen düşünüyorum sadece ben miyim bu yoldan her geçişinde tedirgin olan, tam dönüşte arabanın istop edeceği kabusunu yaşayan, ya da çocukla karşıdan karşıya geçmekte zorlanan diye. Sonra balkonumdan sürekli görmek zorunda kaldığım kazalar geliyor aklıma. Aracından inip yoldan geçen yayayı döven şöförler. Tedirgin olmakta haklı olduğumu görüyorum. Belki de tek fark ben daha çok dile getiriyorum. Daha geçen gün yanımdaki aracın sürücüsü yolu kontrol ederken, neredeyse önünden geçen yayayı eziyordu. Bizler Süperman miyiz ki hem yolu, hem yayaları, hem araçları aynı anda kontrol edebilelim.
Çözüm bulması gerekenler bir çözüm bulamıyor, Belediyemiz bu konuyla hiç ilgilenmiyor. Sanırım bizler çözüm için kapıları daha çok zorlayacağız. Gözümüzün önünde olan biten olaylara göz yummayacağız.