İNSANIN KENDİNİ TANIMASI
İNSANIN KENDİNİ TANIMASI
İnsan: Memelilerden, iki elin, iki ayak üzerinde dolaşan, sözle anlaşan, aklı ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş canlı.
Yukarıdaki taraftan anlaşılacağı gibi kişi kendi kendine düşünmel. Ben neyim? Gücüm sınırsız değil, Haddimi biliyormuyum? Yüce Allah’ın (c.c) karşısında bir sinek kadarbile gücüm yok. Zayıf tarafımı bilerek yaşarsam çalışarak başarılar sağlayabilirim. Sporda en iyi derec eleri kıranlar bunlardan çıkar. Oku emri ilk Allah (c.c) buyruğu değil mi? Bunu inkara çalışan akılsızdır.
Değerli okur; gerçek acıdır ama meyvası tatlıdır. Japonya’da meydana gelen bir yaşam savaşından bahsetmek istiyorum. Köklü Japon ailelerinden birinin genç oğlu bir trafik kazasında sol kolunu kaybeder. Eksilmeyi içine sindiremez. Bunalıma girer. Ailesinin denediği hiçbir şey kar etmez. Son çare olarak bilge Senin-San’a müracaat ederler. Bilge delikanlıyı alıkoyar, ailesini yollar.
Derhal sancılı bir eğitim süreci başlar. Delikanlı bilgenin istediği belirli bir judo oyununu öğrenmek zorundadır. Aylarca aynı oyunu çalışır. Bir yandan oyunda yavaş düzelir. Bir süre sonra yeni oyunlar öğrenmeyi isterse de Sennin-San buna izin vermez. Aynı oyun üzerinde usandırıcı çalışma sürer. Dlikanlı içinden isyan etse de, çaresiz çalışır, çalışır.
Derken Sennin-San delikanlı ya, büyük judo turnuvasına katılacağını bildirir. Delikanlı şaşırır. Bir tek oyunla şampiyonada ne yapması beklenebilir ki?
Ama itirazları ustasının kararlılığında küçücük bir çatlak bile açmaz. Çaresiz turnuvaya katılır.
Müsabakaları birer birer kazanır. Sonunda şampiyon olduğunda, kendisi bile inanmaz. Şaşkınlık, gurur ve heyecan içinde ustasına koşar:, “Nasıl oldu bu?” Diye sorar.
“İki sebebi var” der. Sennin-San, “Birincisi, bu oyunu herkesten daha iyi yapacak kadar ustalaşmıştın.” “İkincisi” diye sorar delikanlı. “İkincisi der Sennin-San, “Bu oyuna karşılık olarak müracaat edebilecek yegane oyun, rakibi sol kolundan tutmaktır.
Kıssadan çıkarılması beklenen hisse her halde bellidir. :Çok çalışın, ustalaşın. Eksikliklerinizden ve zaaflarınızdan utanmayın. Bu durumdan avantaj bile sağlanır. Platonik bir tamlık bence mümkün değildir. Bu hisse bana uyar. Yine de bir hisse de çıkarılabilir : Gıptayla seyrettiğiniz şampiyonlar, belki oe eksik oldukları için şampiyon oldular. En azından bazıları...
Belki insanların büyük bölümü de sol kolu olmadığından bir türlü sırtını yere getiremedikleri rakipleri ile eşit şartlarında mücadele etmek için sol kollarını feda etmeyi içlerine sindiremiyorlardır.
İran’ın bomba sahibi olması, Amerika’nın, Rusya’nın ve hele İsrail’in bomba sahibi olması kadar korkutmuyor beni. Amerikalıları da, örneğinKuzey Kore’nin bomba sahibi olması kadar korkutmadığından şüphem yok. Ama İran’ın bombasının İsrail’in bombasından farklı olduğuna inanmamız lazım. Amerika’ya bu lazım.
Demek ki korkutulacağız ve inandırılacağız . Korkudan korkmamayı öğrendiğimizde esenliğe çıkacağız.
BAŞSAĞLIĞI
Beni başarılı bir ameliyat sonunda sağlığıma kavuşturan, sevdiğim, saydığım Opr. Dr. Mehmet YEREBASMAZ’ın babası, Mustafa YEREBESMAZ’ın kaybından derin üzüntü duydum.
Merhuma Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dilerim. Mekanı Cennet olsun.
Rüştü GÜLEY
Emekli Öğretmen