Sayın Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay’la aynı fikirlere yakın bir insanım. Gazeteniz Güneşte bu doğrultuda her fikre saygılı. Güneş gazetesini bir tetkik etseniz birbirine ters görülen insanlar, bu gazete de bir uyum ve huzur içinde yazı yazıyorlar. Ben belli bir fikrin insanı olduğum halde: Bu yazı kadrosu arasında çok huzurla yazı yazmaya çalışıyorum. Benim fikirlerime tersmiş gibi görülen yazılar beni üzmek bir yana, hatta mutlu ediyor. Diğer fikirlere de saygılı olmak ne kadar huzur verici bir olay. Biz buna Güneş ailesi diyoruz. Ben Rahmetli Özal’dan beri Ak Partiliyim. Ak Partisinin kökeninde de birbirine yakın iki fikir olması benim için bir mutluluk kaynağı. Sayın Necmettin Erbakan yapı itibarıyla bana çokyakın bir insan. Ben çevre illere Erbakan’ın konuşmalarını dinlemeye gitmiş bir insanım. Hatta meşhur Konya mitinginde ben de vardım. Orada yapılan konuşmalar ve atılan sloganlar beni hiç tutmamıştı. Bana göre Sayın Erbakan’ın siyaset yönü ne Türkiye ne de dünyada kabul görme şansına sahip değil. Şu anda Ak Parti’nin başındaki çok önemli iki insan Rahmetli Özal’a daha yakın bir siyaset izliyorlar diye düşünüyorum. Zamanın bunu daha açık bir şekilde ortaya koyacağı inancındayım.

Sayın Başvekilimizin ertuğrul Bey’i seçmesi beldemiz için bir şanş. Bu isabetli seçimden dolayı Sn. başvekilimize candan teşekkür ediyorum. Allah’ın cc. korumasının üzerine olmasını diliyorum. Kültür Bakanı denilince benim aklıma: çok okumuş, renkli ve her fikre saygılı insan gelir. Sayın Başvekili bu yönden de tebrik ediyorum. Bizim Güneş ailesiyle sayın bakanımız arasında bir uyumda görüyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Ben hep şöyle düşünmüşümdür, tek fikirle kendisine yakın olan değil, çok renkli fikirlerle kendinize yakın gördüğünüz insanları tercih etmek çok daha isabetli bir tercih sayılmalıdır. Sayın Bakanımız bu yönlerden de bizim tercihimizdir. Gecikmeden dolayı kendisinden özür diliyorum.

Geçmiş zamanda belki de kırk sene kadar önce,dolmabahçe Sarayını ziyaret ediyorum. Bana bir refakatçı kattılar. Sahil tarafından gidiyor, yol tarafından dönüyoruz. Tamamı 200 oda imiş. Refakatçı çok iyi bir insan çok geniş bilgi veriyor. Tam iki saat yürüdük. Sarayın haşmetini bir dünya cennetine benzetiyorum. Dünyanın en ünlü tabloları, hangi yönden bakarsanız yine göz göze geliyorsunuz. Banyo bölümüne giriyoruz, Sarayın değeri bir yana burası bir yana imiş. Refakatçı çakmağı yakıp kurnanın içine tutuyor. Çakmağın alevi halelerle dışarıdan görülüyor. Banyoyu ısıtan külhan yandığı zaman döşeme mermerlerinin altından alevler: Sanki ateşin üzerinde geziyormuşsunuz gibi görülüyormuş. Büyük kabul salonundaki dünyanın en seçkin kristaliyle, ışıtmayı renklendiren avizenin ağırlığı 3150 kg. ağaç oymalara sürülen altın yaldıza 8 ton altın harcanmış ve bu: Hiç bir sigorta şirketinin sigorta edemeyeceği kadar muhteşem dünya cenneti ortaya çıkmış. 

Dönem Osmanlı İmparatorluğunun duraklama yahutta gerileme dönemi. Buraya harcanan para da Avrupadaki tefeci firmalarından temin edilmiş, gününde ödenemeyen bu borçlar Cumhuriyet dönemine de sarkmış, alacaklılar devletin tekel gelirlerine felan el koymuşlar. Herhalde kapitilasyonlar buradanda doğmuş. İyi bilemiyorum amma bu paraların veya faizlerinin bir bölümü de hep batmış. Bunları niçin anlatıyorum. Bu günde gereksiz israf ve denetlenemediği için yok olup giden kaynaklar var. Sayın Başvekil bunca yükün altında çok daha önemli işlerle meşgulken bunlara el atamıyor. Kötü niyetli insanlar da devleti masraflara boğuyorlar. Bir banka hortumcusu yeni yapılan Ordu yolu gibi 23 tane yol yapabilecek kadar büyük bir meblağı yurt dışına kaçırmış. Bu millet bu paradan vazgeçemiyor. Nesilden nesile bu para tahsil edilsin istiyor. Sayın başvekil, son Karadeniz gezisinde: Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan bir kaç tane otobandan bahsetti. Bu para orada ne kadar lazım. Fatsa’dan - Niksar - Tokat yolu gereksiz istinat duvarları ve altından bir avuç su geçecek dev köprüler yüzünden bir türlü ilerleyemiyor. Artık Sayın Bakanımız Ertuğrul Günay beyle irtibatımız devam edecek. Bu gazete ona her hafta postalanacak.İ