MACERA VE MERAK
Sayın tıp profesörlerinin bu olaya ne diyeceklerini merak ediyorum. Şöyle ki; bundan tam 70 yıl önce, 16 yaşındaydım. Bizim Yalıköy’de sahilden 700 metre kadar açıkta, 20 kadar aynı yaşlarda çocuklar denize gidiyoruz. Benim yanımda benden 2 yaş büyük kardeşim var. Yıllar önce ağaçtan düştü. Sara hastalığına müptela olmuştu. Ben kardeşimi denizde sarası tutma ihtimali olduğunu bildiğimden yanımdan ayırmıyordum. Benim düşündüğüm gibi sarası tuttu. Birden yanımdan kayboldu. Anladım hemen denizin dibine daldım. Kabaran bir hava ile dibe doğru iniyordum. Korktum, geriye döndüm, suyun yüzüne çıktım bağırmaya başladım. Yanımdakiler çocuk sesleri olduğu için beni duymuyordu. Sahil 700 metre uzakta, su da 7 metre derindi.
Ben iyi bir yüzücü idim. Son surat sahile doğru yüzerek gittim. Hem de arada durarak bağırıyordum. Sahile çıktım, sahilden 100 metre kadar uzakta olan kahvenin önüne geldim. Dayılarım: “Kardeşini sara tuttu. Şu açıkta yüzen çocukların yanında denizin dibinde!” dedi. Hemen kalktılar, sahile çekili olan sandalı yüzdürdük. Ben de sandala bindim. Küreklerle olay mahalline gittik. Ben yerini bildiğim için gösterdim. Abdullah Mutlu isimli adam denize daldı. Ben de beraber daldım. 7 metre derinliğinde, beyin kuma temas etmiş, ayakları yukarda duruyordu. Amcam ile bacaklarından tuttuk çıkardık. Kayığa aldık. Nefesi kesik tamamen ölmüştü. Sandal küçük olduğu için müdahele edemedik. Sahile çıkınca yarı kadar donmuştu, Kimi şamar, kimi tokat , kimi ayaklarına masaj yaptı. Ayıldı, canlandı. 3-4 yıl da yaşadı. Bu seyir içerisinde benim 700 metre sahile yürümem, halkın verdiği kayığı yüzdürmek kürekle... Hadise geriye gelmek, tekrar sahilde müdahele etmek. Tam 45 dakika duran kalbin çalışması! Bu olaya sayın hocalarımızdan cevap bekliyorum. Merak ediyorum.