İMECE
Kırsal topluluklarda köyün zorunlu ve isteğe bağlı işlerinin köylülerce eşit şartlarda emek birliğiyle gerçekleştirilmesidir.
Yine bir kişinin altından kalkamadığı bir işin birden fazla kişinin toplanıp bitirmesi. Bu haslet yıllar önce köylerimizde vardı. İlkokul beş yıl sonunda diploma alıp bitiriyordu. İlköğretim kesintisiz sekiz yıla çıkınca köylerden göç başladı. Kasaba ve şehirlerin nüfusu arttı. Köylerde üretim durdu. Üretimi yapanlar çocuklarının okuması nedeniyle üreticiden elini zorunlu olarak çekti. İneğini sağmaz, tavuğuna bakmaz, bahçesinde sebze meyve yetiştirmez, atını ve eşeğini satıp geleneği yok etti. Bölgemizde bu mevcut!
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ilköğretimin uzaması yanında terör, köyleri ıssız bıraktı. Bir örnek verecek olursam Diyarbakır’a bağlı bir köyde vatandaşın 80 keçisi, 5-6 ineği, devesi, atı ve eşeği vardı. Bağından üzüm satıp geçiniyordu. Pestil yapıyordu. Badem ağaçları ürün veriyordu. Köylü üretiyordu, tüketici de bugünkü duruma düşmemişti. Şehirlerde suçlar arttı. Küçük yaştaki çocuklar kazanmak zorundaydı. Mendil satmadan tutun, araba yıkamaya kadar. Bu çocuklar suça yöneltildi. Aç kalan kişi, çaresizliğe düşerse çalacaktır. Suç bununla kalmıyor, yaralama ve cinayetler artıyor. Güzelim yurdumuzun Karadeniz Bölgesi hariç ormanları yakılıyor.
Ekmeğini paylaşan imece yoluyla işini gören köy insanı tarihe karıştı. Kimse kimseye yardım etmiyor. Emekli öğretmen arkadaşım köyde fındığını toplamada zorluk çektiğini anlattı bana. Aklıma imece geldi. Senin fındığını toplamak için kaç kişiye ihtiyaç var dedim. 25 kişi bu işi başarır cevabı verdi. Biz 25 arkadaş bu zaman zarfında fındığı onunla yardımlaşarak toplayabiliriz. Sen bana yardımcı olacaksın, ben de sana. Var mı böyle durum piyasada. Boş oturuyor insanlar. Köyler acınacak halde terkedilmiş, Avrupa ülkeleri köylerini güzelleştirmiştir. Üretimi bizim gibi durdurmamıştır. Gidenler, yazılarıyla ispatlıyor.
Köyü boş bırakmadan gelire getirmek yüksek tahsil yapanlara düşüyor. Ziraat mühendisleri, orman, çevre ve gıda mühendisleri nerede ne iş yapacak? TBMM çatısı altındaki milletvekillerimiz siz bir plan yapın. Su akar, Türk bakar. Birbirine hava atan değil, üreten insanları cesaretlendirecek yasalar yapın. Hazineden haberi olmayan insanlardan olmayalım.
“Türk Milleti’nin hakiki efendisi üreten, toprağını değerlendiren köylüdür”
“Türk Milleti’nin hakiki efendisi üreten, toprağını değerlendiren köylüdür”
M. Kemal ATATÜRK