AÇILIMIN SACAYAKLARI
AÇILIMIN SACAYAKLARI
Daha fazla demokrasi, daha fazla insan hakları diye diye nasıl kör kuyulara itilmek istendiğimizi ne zaman fark edeceğiz?
Kürt açılımı Ermeni soykırımı gibi konuların AB tarafından özellikle kaşındığını görmek istemeyen AB’ci siyasetçilerimize de daha ne kadar inanacağız.
Bu gün AKP ve DTP’nin niyetleri belli… CHP ve MHP’nin de karşı çıktığı bu niyetlerin içeriğinin sadece etnik ayrışmayla ilgili bir bağlantısı olup olmadığı bile anlatılamamaktadır.
Bu şartlar altında iktidarın da muhalefetin de millete karşı rol kesmediklerine inanmak çok zor… Çünkü DTP’yi bu kadar güçlü yapan senaryonun içerisinde rol alıyorlar mı sorusunun inandırıcı bir cevabı olmalıdır.
CHP ve MHP de 29 Mart ve bir önceki seçimlerde Güneydoğu’da neden yoklardı? Sanki iktidarıyla muhalefetiyle yeni bir Kürt açılımının daha da şiddetlenmesi için DTP’nin palazlanması mı istenmişti?
Geçmişte söylenen bazı sözlerin içeriğine bakıp bugün ki fotoğrafla karşılaştırdığımızda zaten bazı cevapsız sorular kendiliğinden dökülmekteler. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümünde “Devlet ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür; sözlerinin içeriği boş kavramlardır.” diye açıklama yapan zamanın cumhurbaşkanı Sn. Ahmet Necdet Sezer’e bu sözlerinden dolayı iktidarın da, muhalefetin de neden sessiz kaldığının birer cevabı olmalıdır.
Hatta 57. Hükümet’in bile nasıl dağıtıldığını ve AKP’nin nasıl hükümet yapıldığının da onlarca cevabı olmalıdır.
Hiçbir hükümetin 36 yıldır onaylamadığı ikiz sözleşme yasalarının neden AKP tarafından onaylanıp, muhalefetin de bütün bunlara neden sessiz kaldığına da bir bakmak lazım. Çünkü bu yasaların bu ülke için neler ifade ettiği ta 2003 yıllarında belliyken, 6 yıldır Kürt açılımıyla ilgili kuşkular ortada dururken muhalefetin bile eften püften konularla milleti oyalamasının altında yatan sebeplerin de bir cevabı olmalıdır.
Etnik ayrımcılığa karşı olduğunu söyleyen iktidara da muhalefete de sormak lazım.
İkiz sözleşme yasasının birinci maddesinde halkların kendi kaderlerini tayin etme hakları olduğu yazılmaktadır. Şimdi bu hükümlere göre Türkiye’nin Güneydoğu’sunda her ne kadar “yok böyle bir şey” dense bile bağımsız bir Kürt Devleti kurulamayacağını kim, nasıl engelleyebilir ki?
Öyle ya… Ok yaydan çıkmış… Her şey yasal hale getirilmiş taraf devletlere müdahale hakkı tanınmış, şimdi de tutturmuşlar iktidarıyla muhalefetiyle hala “biz bu ülkeyi böldürmeyiz” diyebiliyorlar.
Aslında ne derlerse desinler… Ne Kürt açılımı, ne de Ermeni soykırımı bu milletin pek de umurunda değil… Zaten bütün bunlar içeriği boş kavramlar değil mi?
Eğer ki; gerçekten kendilerine inanmamız bekleniyorsa Türk yerli sanayisini, Türk tarımını konuşsunlar… Halk neden bu kadar yoksullaşıyor? Bunları konuşsunlar. Ortada açılması gereken daha önemli konularımız varken, içeriği boş kavramların açılımlarıyla milleti uyutmasınlar..