RAMAZAN'IN DÜNÜ, BUGÜNÜ
Genellikle Ramaz - bayram gibi kavramların dünü, bugünü başlığı atılınca; arkasında heygidi geçen ramazanlar, ne güzel günlerdi o günler içerikli yazılar yazılır. Çünkü bizde : “ Hep gelen gideni, yani yeni eskiyi arattırır” deyimi hakim olmuştur. Bu nedenle de yeni bayramlar, yeni ramazanlar eskilerini arattırır. Ben bugün burada böyle bir eski özlemini dile getirmek niyetinde değilim. Sadece eski ramazanlardan bahsedeceğim.
Fatsa’da herkesin birbirini tanıdığı yıllar. Teravih namazı kılınacak cami sayısı 5-6 tane, iftar açılacak lokanta sayısı yine belli. Ramazan dışında içki de veren Bahçeli Lokanta, Meydan Lokantası en popüler olanları. Tüm memur kesimi, ortaokul ve lise öğretmenleri erişimi çok kolay diye meydan lokantasında iftarlarını açıyor. İftar saatinde yemek veren lokantalarda biraz erken gitmezseniz yer bulamıyorsunuz. Erken gelip iftarını açanlar ayakta bekleyenlerden rahatsız olur da kalkarsa açılan yerde iftar yapma şansına sahipsiniz. Yoksa iftarı bir saat sonra yapmak gibi bir talihsizlik sizi bekliyor. anlattığım bu olaylar bundan 40 yıl öncenin olayları. Yani Yenigün ve Gürol kardeşlerin işlettiği meydan lokantasında gazoz kasalarını hem masa hem de sandalye yaparak çok iftar açtığım yıllar...
Bugün Fatsamızın nüfusunun birkaç kat artmasına karşın, iftar yapılacak lokanta sayısı daha da artmıştır. 40 yıl öncesinin sorunlarının yaşandığını sanmıyorum.
Yine aynı yıllar... Bendeniz sahur için Yerebasmaz Camiin bitişiğinden meydana iniyorum. Bazen uykunun tadı ağır bastığı için öğrenci evimde çok basit bir şeyler atıştırıp, iftar saatinde uygun bir gazoz kasası bulamazsam masaların boşalmasını beklediğim oluyor. İşte öyle bir gecede sahil yolunda bir gürültü duyup yola fırlıyorum. Bizim kuşak hatırlayacaktır. Sahil yolunun yerebasmaz caminin hizasına gelen bölümünde bir şehirler arası yolcu otobüsü koyun sürüsünün içine dalıyor. 50’ye yakın koyun eziliyor. Bir kısmı kullanılamayacak durumda, bir kısmını sürünün sahibi ile keserek kullanılabilecek hale getiriyoruz. Olaydan sonra kaçan otobüs, tekerlerindeki kan ve yağ bulaşığından tanınarak Ünye’de yakalanıyor.
O yıllarda mevsimine göre gecede bir kaç tane görülebilen koyun sürülerinin bugün sahil yolunda görülebilmesi çok zayıf ihtimal olmuştur.
Yine o yıllarda dolaşan gece bekçisinin düdüğünü 500 m mesafeden duymak mümkün iken bugün böyle bir nostaljiyi yaşamak da çok zayıf görünmektedir.
Elbette eskinin de yeninin de iyi yönleri de vardır, kötü yönleri de... Önemli olan yaşanan anın iyi değerlendirilmesidir. Sağlıklar içinde nice ramazanlara dileğiyle...