GÜLERİZ AĞLANACAK HALİMİZE...
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bugüne kadar bilinçli ve kasıtlı olarak hiç kimseye tavır almadığım gibi, mesleğimde de kasıtlı tavır takınmadım. Fatsa küçük bir yer. Herkes birbirini çok iyi tanıyor. Ne yaparsan kendine yaparsın..
Türkiye‘nin en çok borçlu belediyeler haberi ajanslara düşünce önce Fatsa’ya baktım. Bir iki incelemeye kalkınca, bir çok ili dahi sollayıp arkada bırakmışız. Açıklanan Maliye borcuna bir de piyasa borçlarını eklediğimiz zaman borcun 30 milyon TL. olduğunu tahmin ediyoruz.
Memnunmuyum? Asla.. Aksine üzülüyorum. Bu vahim duruma kim nasıl ne hakla sevinebilir ki ?Buna sadece Fatsalı olmayan, belediye ile yol, arsa vs. farklı sorunlar yaşayan kişiler sevinebilir. (eline ne geçecekse)Benim sıkıntım, bu tablonun nasıl ve ne şartlar altında ortadan kalkacağıdır. Yoksa, belediye başkanı yapılan eleştrilelere gülüp geçtiğini her konuşmasında dile getirip söylüyor. Eğer bu tablo karşısında da yine gülüp geçiyorsa işte o zaman vay halimize...
Makamlar, mevkiler gelip geçidir. Önemli olan o makamlara geldikten sonra, o makamı doldurmak, hakkını verebilmektir. Ortada gözle görülür önemli bir şey olmamasına rağmen, (Kültür Sarayı yarım kaldı) bu borç neyin nesidir, nasıl dağ gibi birikmiştir anlamış değilim.
Eski Başbakanlardan Demirel’in “Verdiysem ben verdim” demesi gibi, “Borç yaptıysam ben yaptım” demekle bu işin içinden çıkılacağını sanmıyorum. Birisi gider, biirisi gelir, ama bu iş nasıl temizlenecek, nasıl olacak, ona çözüm yolları bulunmalı. Lüzümsuz lüks masraflardan kaçınılacağı gibi, milyonlarca masraf yapıp, komik rakamlara kiraya verme işlemlerine son verilmeli. Eskiden tenkit edilen, günün her saatinde belediyede olma sözüne bilfiil riayet edilmeli, yapılan veya yapılmayan işler takip edilmeli. Vatandaşın yaya yoluna tecavüz eden vatandaşa yoldan geçerken selamla birlikte yapılan işin yanlış olduğunu ve cezai müeyyide uygulanacağı hatırlatılmalıdır diye düşünüyorum. Belediyeci olmadığımız için aklımıza ilk önce bunlar geliyor. Makamlarda oturanların da bu tablo karşısında bir iki yapacağı ve çözeceği işleri vardır herhalde.. Yok ben bunlara da gülüp geçiyor deniliyorsa işte o zaman yandık. O zaman bizi kim nasıl kurtarır onu bilemem..