YAPILAN HİZMETLER / 2
Rahmetli Özal, Türkiye’de iktidarların kısa ömürlü olduğunu, bunun da kalkınmayı engellediğini devamlı ifade ederdi. Hatta bir defasında Japonya’dan örnek vermişti. Japon imparatoru herhalde otuz seneyi aşkın bir süre devletin başında imiş. Biz sabırsız insanlarız, uzun vadeli işlere tahammülümüz yok. Bu yapımız siyasi davranışlarımızı da etkiliyor. Uzun vadeli iktidarlara tahammül edemiyoruz. Rahmetli Menderes bu yapıdaki siyaset anlayışımızın ilk kurbanı oldu. Fitne ve fesadın etkisinde kalarak, ondan desteğimizi çektik. Arkasında güçlü bir halk desteği kalamayınca, 27 Mayısın kurbanı oldu. Neticeyi biliyoruz. İdam sehpası...
Özal bu olaylardan ders almış ve askerin kışlaya çekilmesine inanan bir insandı. Demokratik davranışıyla da bunu sergiliyordu. Bu yolda bazı ilerlemeler de yapmıştı. Azerbaycan dönüşü o da şüpheli gördüğümüz, ani bir ölümle Hak’ka yürüdü. Rahmetlinin başvekilliği bırakıp cumhurbaşkanı olmasından da zarar geldi. Tekrar siyasete dönmek istemişse de kısmet olmadı.
Türkiye şimdi çok önemli bir şans yakaladı: Yakın tarihimizde ilk defa, cumhurbaşkanı ve başvekil milletin içinden, halkı çok iyi tanıyan, güdümsüz demokrasi hayranı insanlardan seçildi. Darbeci zihniyet: Adalet sistemi içinde çözülüp dağılmaya başladı. Asker kışlaya yöneldi. Milletin kırgınlığı kayboldu, sayın genel kurmay başkanı ve komutanlar milletin gönlünde taht kurmaya başladı. Türk insanı askerini çok seviyor. Onunla kırgın yaşamak istemiyor. Biz şimdi bu dönemdeyiz.
Kim ne derse desin AK Parti hükümeti, milletin doğrultusunda icraatlarına devam ediyor. Türk insanı bu şansı kaçırmayacak, kışlada asker daha çok sevilecek. Darbecilik zihniyeti yıkılacak, Avrupa Birliği ile iyi ilişkiler içinde olacağız. Bizi yakın tarihlerde Avrupa Birliği’ne alamayacaklar. Aradaki muhalifler bunu engelleyecekler. Ancak bize kalkınma fonu gibi bir destek vereceklerini tahmin ediyorum. Beyaz Saray dağılınca, Çin dünyaya hükmetmeye kalkışacak, o zaman biz altın olacağız. Evet Avrupa Birliği’ne girmemiz gecikecek ama: Sonradan bizi de başlarına taç yaparak kabul etmek zornda kalacaklar. İşin en doğrusunu ancak Allahu’teala cc. bilir...
Dönelim tekrar Fatsa’ya. 1940’lı yıllarda Fatsa’da: Rahmetli Atıf Topaloğlu’nun ağırlığı vardı. Fatsa’nın gelmiş geçmiş en başarılı belediye başkanı Atıf beydir. Dirayetli ve çok hızlı bir icraat yapmıştır. Bu dönem bizim çocukluk dönemimizdi. Bu dönemi bir cümle ile ifade etmeye çalışırsak herhalde şöyle ifade edebiliriz. Giresun’dan önce, Fatsa’ya elektrik getirilmiştir. Türkiye’ye dört tane dizel motoru geliyor. Atıf bey bunun bir tanesine talip oluyor, başka bir ile gönderilen dizel motoru yolda çevrilip Fatsa’ya veriliyor. Bu 60 beygirlik bir motordu, geldiğini ve kurulduğunu çok iyi biliyorum. Kısa bir süre sonra 160 beygirlik büyük bir motor gemiyle geldi. Çaparı karaya kavlan ağacının altına çektiler, makaralı bir halat donanımı yapıldı. 7 tonluk motor bununla kaldırıldı ve çapar altından çekilerek, kamyon sokuldu, dört tonluk kamyona gerilerek yüklendi. Kamyonun makasları terse döndü, derenin küçük köprüsüne de direk vurlarak, şimdiki Sakarya okuluyla derenin arasındaki dizel binasına indirildi.
(Devam Edecek)
(Devam Edecek)