Yaylalarımızın ve meralarımızın bölgede yaşayan ve hayvancılıkla iştigal eden insanlarımıza kiralanacağı haberleri, o bölgede yaşayan insanlarımızı kaygılandırmaya başladı. 

Tapu kanununda yapılan mevzuat değişikliklerine göre, köy dışındaki arazilerde hiçbir ayırım yapılmaksızın yaylalardaki çayır arazisi ve meraların, yabancılara da satışına ve kiralanmasına olanak tanınmaktadır.
 

Geçtiğimiz hafta sayın valimizin yaylalarımız hakkında yapmış olduğu açıklamalarda, yaylaların sadece yöre halkına kiralanacağı söylenmiş olsa da, yasa gereği çayır ve meralarımızda yabancı hayvan işletmecilerine de haklar tanındığı gerçeğini düşündüğümüzde kaygılanmamak elde değil…
 

Öyle ya… İşin içinde yüzlerce dönüm arazi üzerinde kurulacağı söylenen hayvan çiftlikleri olunca, ister istemez aklımıza Danone, Nestle ve Tikveşli gibi firmaların “Artık yaylalarımıza kadar uzandılar mı?” sorusunu gündeme getiriyor.
 

Gıda ve hayvan yetiştiriciliğinde (süt-et) ülkemizdeki gücü ellerine geçirmiş bu firmalar, yaylaları da istila ederlerse tahribatın nerelere varacağını şimdiden kestirmek zor olmasa gerek…

Deniyor ki; “Meralarımız hayvancılıkla uğraşan yöre halkına kiralanacaktır.” Doğrusu inanmayı çok istiyoruz. Çünkü ülkemizde hayvancılık sektöründe yaşanan bunca krize rağmen, üreticilerimizin sıfır desteksiz de olsa çiftlikler kurabilmelerini kim istemez? 
 

Ama bir gerçek var ki; yabancı hayvan yetiştiricileri yaylalarımıza kadar uzanırlarsa, geleneksel ve doğal hayvan yetiştiren üreticilerimizin, kendi piyasalarında silineceği haberini bu günden vermek de kehanet olmasa gerek… 
 

Şu an belki hiçbir şeyin farkında olmayabiliriz. Belki de gerçekler tam olarak anlatılmıyor da olabilir. Ancak; yarın bu gerçekler ortaya çıktığında asıl doğa tahribatı nasıl yapılıyormuş, işte o zaman görürüz.
 

Umarız; yaylalar ve meralar bizim insanlarımıza kiralanır da, biz yanılırız.

Umarız; hayvancılık sektöründe büyük sıkıntılar çeken kendi insanlarımıza hak olan destekler verilir de, sayın hükümet kendi gerçeklerini görür.