Ben bu hizmetlerin kıyaslamasını yaparken, Ünye’yi de baz almak istiyorum. Eski Fatsa toprağında Fatsa’nın arkasında üç tane ilçe vardı. Kumru, Korgan, Aybastı, Ünye toprağında ise, Ünye’nin arkasında sadece Akkuş vardı. Bu arada Ünye üç dönem bakan çıkardı. Belki de dört dönem. Ama Ünye’nin arkasındaki ilçe sayılarında pek artış olmadı. İkizce’yi biliyorum, bir üçüncü ilçe var mı çıkaramıyorum. Eğer varsa Ünye toprağında Ünye’nin arkasında üç ilçe vardır. Fatsa’da durum çok değişik. Bu dönemlerde Fatsa’da bakanımız yoktu. Özal döneminde üç ilçe daha çıkardık. Çamaş, Çatalpınar, Kabataş. Şu anda Fatsamızın arkasında tam altı tane ilçe var. Pek tabi’iki bunların bir getirisi de var ama Fatsa da çok küçüldü. Ünye, Fatsa kadar küçülmedi. Düşünmek lazım: Yeni kurulan bu ilçeler teşkilatlı nahiye de olabilirdi. Fatsa küçülmezdi. Ünye bu yola gitti. Biz ise çok bonkör davrandık, Fatsa’nın küçüleceğini iyice düşünemedik.

 

Şimdi Ünye ile Fatsa’yı kıyas ediyorum, onların daha akılcı davrandıklarını düşünüyorum. Arkamızdaki altı ilçe kuruldukları zaman beni çok mutlu etmişlerdi. Hatta bir çok yazılarımda: Var mı yedi kardeşe yan bakan diye de ifade etmiştim. Görüşümün isabetsiz olduğunu şimdi anlıyorum. Karadeniz’de Fatsa Bafra’dan sonra ikinci büyük ilçe diye, gereksiz yere bonkörlüğe kapılmışız. Fatsa’dan cömertce paylar vermişiz. Fatsamızın her geçen gün daha da küçüldüğünü hala idrak etmiş değiliz...

 

Bir de marketler zinciri var. Bim’in ilk şubesi açıldığında alkışladım. Mustafa Kemal Çamaş’ın belediye başkanlığı dönemiydi. Onun akılcı icraatlar yapacağına fazla güven duyuyordum. Sonra Bim’in ikinci şubesi açıldı. Bunu da idrak edemediğimi hatırlıyorum. Her iki mağazaya da girip alış veriş ettim. Ancak üçüncü şubenin açılışında: Bunun bir nevi kapütülasyon türü bir iş olduğunu anladım. Bu büyük firmalar küçükleri ezmeden başka yapacak  bir iş bulamıyorlar mı? Diye düşünüyorum. Bim’in iki binden fazla şubesi var. Sahibi şarklı bir adam. 1800 şube bedeline, şarkta fabrikalar kurmalıydı. Hükümet onu mecbur tutmalıydı. Biz hürriyet budalası değiliz.  Devletimizin menfaati ve Avrupa Birliği’ne girme yönünde partiye oy kaybettirecek işlerden sakınmamız lazım. AK Parti yok, AKR00;vatan var, herkesle tartışırım, bu hükümet iki dönem daha iktidara gelemezse Türkiye çok büyük, hatta telafisi imkansız kayıplara uğrar. Bunları hükümet icraatlarının en ön sıralarına yazmak ve partiye kazandıracağı oyları iyi hesap etmek lazım...