EKONOMİDEKİ MAYINLARI KİM TEMİZLEYECEK?
Bu gidiş pek hayra alamet değil. Bir yanda PKK terörü, bir yanda ekonomik terörle kıskaca alınmış milletin verimli toprakları, aha size iş kapısı diye nasıl da satılmak isteniyor...
Hani ne oldu birlik beraberlik nutukları atanlara, hani ne oldu üretimde reform diye milleti umutlandıranlara.
Coca cola, Cargil, Rich, Continental, Grain, Mansanto, Philip Brothe. Kim bunlar. Bunlar mı bu ülkenin geleceğine ışık tutanlar.
Ne oldu da tarımsal üretimde dibe vurduk. Ne oldu da esnafı, sanatkarı, işçisi, memuru son kuruşuna kadar tükendi. Alkış tuttuğum reformlar bunun için miydi?
Hadi biri çıksın söylesin. AB uyum yasaları, uluslararası tahkim ve endüstri bölgeleri yasaları bu millete ne yarar getirdi.
Hadi biri çıkıp söylesin. 4 Haziran 2003’te yürürlüğe giren ekonomik, sosyal ve kültürel haklar sözleşmesinde bahsi geçen halklara tanınan bölücü hakları lütfen o birileri bu millete anlatsın.
Millet borçlu, devlet borçlu, uluslararası icra kurulu sanki kapıdaymış gibi verdikçe veriyoruz. Verenleri de alkışlıyoruz.
Evet şaşırıyoruz. Millet olarak bu şaşkınlığımızı da artık saklayamıyoruz.
Türk halkı çalışkandır söylemleri tarihin kara sayfalarına hapsoldu sanki. Ne aciz bir millet olmuşuz de sınırlara döşenmiş mayınları temizletecek bir uzman bile yetiştirememenin beceriksizliğinde kavgayı seviyoruz.
Öyle ya, tarlasını kazıp, toprağına kendi tohumunu ekmesini bilmeyen bu millete mi mayınları te-mizleteceksiniz demeye getiriyorlar.
Öyle ya, toprağını kazıp kendi madenini çıkartmasını beceremeyenlere mi bu toprakları delik deşik ettireceksiniz diyorlar.
Diyelim ki öyle oldu. Ya peki ekonominin temelindeki mayınları kim temizleyecek.
Öyle ya, kendi bankası olmayan bir ülkede çok uluslu bankacıların döşediği mayınları kim temizleyecek?
Öyle ya. Kendi sanayisine kör bakıp, yabancı sanayiye yol verenlerin mayınlarını kim temizleyecek.
Öyle ya. Buğdayından mısırına, pamuğundan pirincine, patatesinden fındığına ve toprağımıza ektiğimiz tohumlara kadar döşenmiş mayınları kim temizleyecek.
Yani hangi birini sayalım. Bu ülkede elli yıldır bağımsız Türkiye diye çığıranların hiç mi doğruları yoktu da o onurlu siyasetçilerimiz sayesinde bugünlere geldik.
Aha geldiğimiz nokta belli. Tarihsiz, duygusuz, cansız, acımasız, korkak, tembel ve geleceksiz, neyi alkışladığını bilmeyen bir millet.
Evet, ürettiğimiz tek şey bu değil mi? Aslında önce beynimizdeki mayınları temizlesek, bütün mayınları da kolayca temizleyeceğimize ah bir inansak!..