BU POTANSİYELDEN YARARLANMAK LAZIM
Mayıs yedisi diye bilinen, her yıl Rumi takvime göre 7 Mayıs, miladi takvime göre ise 20 Mayıs’a denk gelen günde kutlanan, geçmişi yıllar öncesine dayanan bir gelenek yine sahil şeridinin insan seline dönüşmesine neden oldu. Bu geleneğin en enteresan tarafı belirli toplanma yeri olmamaksızın herkesin deniz kenarına inmesi.
Yaptığım araştırmalara göre bu gelenek sadece Karadeniz Bölgesine has. Konu ile ilgili bazı yazılarda Ortadoğu kökenli bir hasat şenliğinin devamı niteliğinde olduğu ve Yahudi bayramı Şavuot, Pentekost, Apollon'un doğum günü Thargalia festivalleriyle ilgili olduğu iddia ediliyor. Fakat bu güne has yapılan aktivitelere baktığımızda pekte bu iddanın izine rastlanmıyor. Deniz suyunun şifalı sayılması ve denize girilmesi, 7 dalgadan atlanması, denize veya göle yedi taş atılıp dilek dilenmesi v.s.
Asıl burada dikkatimi çeken konu başka. Her ne sebeple olursa olsun, bu insanlar memleketin en ücra köşelerinden kalkıp, akın akın sahile iniyorlar. Kimse onlara deniz kenarında bir eğlence vaat etmiyor, kimse önceden anonslar duyurular yapmıyor. Ama 20 Mayıs günü sahil kentleri belkide yılın en kalabalık gününü yaşıyor. Dünyanın en iyi sanatçısıyla konser verin bu kalabalığı bir araya toplayamazsınız. Ama o gün insanlar kendiliğinden geliyor.
Bu günün gizeminden bu zamana kadar Yalıköy Beldesi’nin çok iyi yararlandığını biliyoruz. Her yıl orada değişik yarışmalar, aktiviteler ve konserler düzenlenerek tanıtımına ve ekonomisine olumlu katkılar sağlıyordu. Ama maalesef bu sene Yalıköy’den ne bir ses ne bir seda duyduk. Yalıköy’ün çiçeği burnunda başkanı belkide hazırsız yakalandı bilemiyorum.
Asıl bu günü en iyi şekilde değerlendirmesi gereken Fatsa bence. Ama Fatsa’da böyle bir girişim yok. Her yıl yapılan ve adının başına Uluslararası ibaresi konan Çınar Festivalindeki binlerce liralık sanatçıların izleyicisi, Mayıs 7’sine gelenlerin kaçta kaçı acaba diye düşünmek lazım. Bu potansiyeli kullanamıyoruz maalesef. Yerin altından pırıl pırıl buz gibi memba suyu çıkıyor ve biz bu suya hiç dokunamadan denize akıtıyoruz.
Bu durumu değerlendiren yok mu diye bir araştırdım ve Giresun’un bu konuda başı çektiğini öğrendim. “Giresun Aksu Fındık ve Film Festivali” adı altında bir organizas yonu her yıl 20 – 24 Mayıs arasında gerçekleştiriyor.
Anlatmak istediğim şu: Adına ne derseniz deyin, bir organizasyon yaptığınızda Mayıs 7’si kalabalığını toplamak mümkün değil. Madem halk bize uymuyor, biz halka uyalım, festivali bugüne taşıyalım. Ha, başbakanımızın “Bırakın bu festival mestival işlerini, işinize bakın” gibi bir cümlesinden sonra ne karar alınır onu da bilemiyorum.
Başbakanımızın haklılık payı da yok değil. Hadi illeri ilçeleri anladık. Köyler bile festival adı altında bir sürü masrafa girip organizasyonlar düzenlenmesi biraz abartılı. Ama Fatsa’nın Çınar Festivali ve Cip şenliği sürmeli ve hatta geliştirilerek devam etmeli.