FINDIK DALDA TEKLEME
Karadeniz bölgesinin yegane geçim kaynağı olan fındık, bu sene üreticisine verimsizliği nedeniyle dinlenme fırsatı verdi. Fındık üreticimizin ümit kapısı ve geçim kaynağının yegane destekçisidir. Zira üretici borcunu, düğün ve evlilik yaşına gelmiş kız ve oğlunun masraf ve giderlerini fındık üretim sezonuna göre ayarlar, hasata bir iki ay kala mahsulüne güvenerek esnafa ve bankalara borçlanır, programlandığı meselelerin halline giderdi. Bu sezon fındığına güvenerek borçlanmaların sıkıntı yaratacakları ortada. İnşallah devletimizin, bölgemizin fındık mahsulüne gerekli tedbiri alarak yardımcı olacağına inanmaktayım.
Artık bölgemiz iklimi ve fındık mahsulünün verimliliği geçmişte olduğu gibi yüz güldürmekte maliyet ve verimlilik arzu edilen düzeyde olmamaktadır.
Bu sene fındık rekoltesinin çok düşük olacağı kendini göstermiştir. Bunu genel anlamda ifade ediyorum. Bazı yörelerde fındığın iyi olduğu bahsedilmektedir. Bu söylemlerin ne derece doğru olduğu hasat dönemi ortaya çıkacaktır.
Bir de rüzgarla gelen sarı renkteki toprağın yağmurla birlikte fındık yaprağına yerleşmesi, güneşin sıcaklığı ile fındığın yapraklarını sararttığı ve korumaya yönelttiğini bizzat kendi bahçemde gördüm.
Bu sene fındığımız için bir afet yılı. Böylesine fındığın verimsizliğine ve durgunluğuna şahit olmamıştım.
Çocukluk yıllarını gözönüne getirdiğimde; Bölge halkı olarak bu sıkıntıları kendimizin yarattığını düşünüyorum. Tüm verimli arazilerin fındık ağaçlari ile donatıldığını, aslında eskiden bu arazilerde, mısır, fa sulye, soya, kabak, kendir, ayçiçeği, buğday, yulaf, arpa v.s. ekildiğine tanığız. Ne oldu da bu hububatlardan vaz geçildi. Çünkü mevcut hububatlar emek ve güç isteyen mahsuller. Her şeyin tembelliğine sığındık. O nedenlerle bölgemizde sıkıntı bitmemekte, bitmemeye de devam etmektedir. Üç defa fındığın taban arazilerden sökülmesi için yasa çıkarıldı. Belli kesim küstürülmesin diye mevcut yasalar uygulanmadı. O nedenle bölge halkı destekle, köstekle yaşamını sürdürmektedir.
Allah devletimize zeval vermesin.