SAYIN VALİMİZE AÇIK TEŞEKKÜ
Gazetemizin son sayısında, Ordu ve Giresun valilerinin fındık konusundaki 5x5 formüllerini okudum. Bu beni gerçekten çok mutlu etti. Fındık konusunda üreticilerden ve üretici temsilcilerinden hiçbir ses çıkmazken, sayın valilerimizin bu gerçekçi davranışları inşallah ilgilenmek görevi olan kurum ve kuruluşlarımızı da harekete geçirir, onlar da fikir üretip sayın valilerimize iletirler. Bu sayede çok değişik ve kalıcı, hatta bütçeyi hiç zorlamayan, belki de devletimizin bütçesine katkıda bile bulunacak formüller bulunabilir.
Sayın valiler bayrağı kaldırdılar. Artık bu bayrağı indirmek olmaz. Bu fındık konusu en elverişli şartlarda noktalanıncaya kadar fikir üretmeye ve valilerimizin fikirlerini desteklemeye devam edeceğiz ve edelim. Benim de bu konuda defalarca yazdığım fikirlerim de vardır. İlk önce fındığın öneminden bahsederek bunları bir kere daha ifade etmeye çalışacağım. Zaman zaman fındığa alternatif ararız, hatta ben bir ara kividen ümitlendim boş çıktı. Aynı toprağın mahsulleri değiller. FatsaR17;da binlerce dönüm fındık bahçeleri vardır. Kivi ise püskül köklü bir ürün olduğu için, hem verimli hem de çok yumuşak toprak ister. Tüm FatsaR17;da bu tür toprak belki yüz dönüm bile yoktur. KaradenizR17;de fındığın alternatifi ancak sanayidir.
Bu ve benzeri sebeplerle, Ordu ve Giresun illerimiz fındık üretimini devam ettirmek durumundadırlar. Devlet bu bölgeye dönüm başına destekleme verecek, birinci çözüm budur. Ama yeterli de olmayacağı açıktır. Biz de fındık dönüm başına 150-200 kg fındık vermektedir. Terme ve ÇarşambaR17;da ise dönüm başına 400 kg fındık verebilmektedir. Elimizde tek çare kalmaktadır. Arz ve talep dengesini kurmak. Dünyanın kurulduğu günden bu yana bu arz ve talep dengesi önemini muhafaza etmektedir. Talepten fazla arz olursa fiyatlar mutlaka düşer. Bizim durumumuz budur. Dünyanın 230 bin ton iç fındığa ihtiyacı varken, biz yaklaşık 400 bin ton iç fındık arz ediyoruz. Fiyat düşüyor. Biz bazı seneler 100-200 ton iç fındık fazladan vererek aynı döviz girdisini sağlayabilmişiz. Bedavadan yüzlerce ton fındık vermişiz...
Biz bunu bir örnekle ifade etmek istiyoruz. BirezilyaR17;da kahve fiyatlarını arz ve talep dengesine getirmek için her sene yüz binlerce ton kahve yakılıyormuş. Belki şimdi yakıp kül değil de çürüntü toprak falan yapıyorlardır. Bunu bilmiyorum. Ama dünyanın talebinden fazlasını yok ettiklerini biliyorum. Bizim fazla fındığımızı bedavadan dış piyasaya vereceğimize iç piyasada insan gıdası olarak kullanılması da mümkün. Ancak fındığı yağ yapmak iktisadi olmuyor. Buna yağın dışında başka bir çare bulmak zorundayız.
TürkiyeR17;de günde 80 milyon ekmek üretiliyormuş. Bir ekmeğe 10 gr. fındık unu koysak günde 800 ton ediyor. Yılda 292 bin ton iç fındık eder, bu bizi kurtarıyor. Hatta dünya ihtiyacını karşılayacak kadar da elimizde fındık kalmıyor. Fındık karaborsası yaratmamak için senesine göre her ekmeğe karıştırılacak fındık unu miktarı düşürülebilir. Ve bütçeden bir kuruş para çıkmadan bu fındık konusu bitirilebilir. Bunları bir araya gelip tartışmamız lazım. İnşallah bir ilgili bu fırsatı değerlendirmek için bizleri uygun bir salonda toplayacak ve konuyu enine boyuna tartışacağız.
Valiler devletimizin en yüksek rütbeli memurlarıdır. Onların kaldırdığı bayrak indirilemez. İndirilmemeli. Uygun bir salonda toplanıp bu fındık konusunu enine boyuna tartışacağız ve bu konuyu sayın başvekilimize götüreceğiz. Benim tek başına bile sayın başvekilimize çıkmaya da gözüm kesiyor da: On milyon insanı alakadar eden bir konuyu tek başına yaşlı bir insan bana getirmiş savunuyor. Tatlı kaçık der, tebessümle karşılar. İnşallah bir heyetle gideceğiz ve bu fındık konusuna kalıcı bir çözüm bulunacak...