Görüntülenen Sayı: 1978
2804 | Yayım Tarihi: 10 Nisan 2009 Cuma
  • Ana Sayfa
  • Haberler
  •  Spor 
  • Köşe Yazarları
  • Bunları Biliyor musunuz?
  • Vefatlar
  • Güneşlik
  • Dost Siteler
  • Künye
  • İletişim
  • Son Sayı
Ana Sayfa » Köşe Yazıları » BU HAFTA

BU HAFTA


Facebook'ta Paylaş

 Bu hafta sizlerle insanın içini burkan bir öyküyü paylaşmak istiyorum. Bu öykünün okuyan herkese ders vereceğini düşünüyorum.

Ayakkabıcı, yeni getirdiği malları vitrine yerleştirirken, sokaktaki bir çocuk onu seyretmekteydi. Okullar kapanmak üzere olduğundan, spor ayakkabılara rağbet fazlaydı. Gerçi mallar lüks sayılmazdı ama küçük bir dükkan için yeterliydi. Onların en güzelini ön tarafa koyunca, çocuk vitrine doğru biraz daha yaklaştı. Fakat bir koltuk değneği kullanmaktaydı. Hem de güçlükle... Adam ona bir kez daha göz attı. Üstündeki pantolonun sol kısmı, dizinin alt kısmından sonra boştu. Bu yüzden de sağa sola uçuşuyordu.
 
Çocuğun baktığı ayakkabılar, sanki onu kendinden geçirmişti. Bir müddet öyle durdu. Daldığı hayalden çıkıp yola koyulduğunda, adam dükkandan dışarı fırlayıp:
-”Küçüüük” diye seslendi. “Ayakkabı almayı düşünür müsün? Bu seneki modeller bir harika!” 
 
Çocuk ona dönerek:
-”Gerçekten çok güzeller!” diye tebessüm etti, “Ama benim bir bacağım doğuştan eksik”.
-”Bence önemli değil” diye atıldı adam. “Bu dünyada her şeyiyle tam insan yok ki! Kiminin eli eksik, kiminin de bacağı; kiminin de aklı veya vicdanı. “Küçük çocuk, bir şey söylemiyordu. Adam ise konuşmayı sürdürdü:
 
-”Keşke vicdanımız eksik olacağına, ayaklarımız eksik olsa idi.” 
Çocuğun kafası iyice karışmıştı. Bu sefer adama doğru yaklaşıp:
-”Anlayamadım” dedi. “Neden öyle olsun ki?” 
 
-”Çok basit” dedi, adam. “Eğer vicdanımız yoksa, cennete giremeyiz. Ama ayaklar yoksa, problem değil. Zaten orda tüm eksikler tamamlanacak. Hatta sakat insanlar, sağlamlara oranla, daha fazla mükafat görecekler...” “Küçük çocuk, bir kez daha tebessüm etti. O güne kadar çektiği acılar, hafiflemiş gibiydi. Adam, vitrine işaret ederek: “Baktığın ayakkabı sana yakışır” dedi. “Denemek ister misin?” Çocuk, başını yanlara sallayıp: “Üzerinde 30 TL. yazıyor” dedi. “Almam mümkün değil ki!” 
 
“İndirim sezonunu senin için biraz öne alırım” dedi adam,  “Bu durumda 20 TL.ye düşer. Zaten sen bir tekini alacaksın, o da 10 TL. eder.”
 
Çocuk biraz düşünüp: “Ayakkabının diğer teki işe yaramaz.” dedi. “Onu kim alacak ki?” 
“Amma yaptın ha” diye güldü adam. “Onu da sağ ayağı eksik olan bir çocuğa satarım.” 
Küçük çocuğun aklı bu sözlere yatmıştı. Adam, devam ederek: “Üstelik de öğrencisin değil mi?” diye sordu. 
 
“İkiye gidiyorum” diye atıldı çocuk, “Üçe geçtim sayılır’ 
“Tamam işte” dedi adam.R00;“5 TL. de öğrenci indirimi yapsak, geri kalır 5 TL. O da zaten pazarlık payı olur. Bu durumda ayakkabı senindir, sattım gitti.” Ayakkabıcı,  çocuğun şaşkın bakışları arasında dükkana girdi. İçerdeki raflar, onun beğendiği modelin aynıyla doluydu. Ama adam, vitrinde olanı çıkarttı. Bir tabure alıp döndükten sonra, çocuğu oturtup yeni ayakkabısını giydirdi. Ve çıkarttığı eskiyi göstererek, “Benim satış işlemim bitti“ dedi, sen de bana, bunu satsan memnun olurum.”
 
-”Şaka mı yapıyorsunuz?” diye kekeledi çocuk, onun tabanı delinmek üzere. Eski bir ayakkabı para eder mi?” 
 
-”Sen çok cahil kalmışsın be arkadaş...” dedi adam, “antika eşyalardan haberin yok her halde. Bir antika ne kadar eski ise, o kadar para tutar. Senin ayakabın, bence en az 30-40 lira eder.” Küçük çocuk, ard arda yaşadığı şokları üzerinden atabilmiş değildi. Mutlaka bir rüyada olmalıydı. Hem de hayatındaki en güzel rüya.
 
Adamın, heyecandan terleyen avuçlarına sıkıştırdığı kağıt paralara göz gezdirdikten sonra, 10 TL.lik banknotu geri vererek:
 
-”Bana göre 20 TL. yeterli” dedi. “İndirim mevsimi başlattınız ya”
Adam onu kıramayıp parayı aldı. Ve bu arada yanağına bir öpücük kondurdu. Her nedense içi içine sığmıyordu. Bütün mallarını bir günde satsaydı, böyle bir mutluluğu bulamazdı.
Çocuk yavaşça yerinden doğruldu. Sanki koltuk değneğine ihtiyaç duymuyordu. Sımsıcak bir tebessümle teşekkür edip:
 
-”Babam haklıymış!” dedi. “Sakat olduğum için üzülmeme hiç gerek yok, demişti.”
*Her Rüzgar Savuracak Bir Toz Bulur,
*Her Hayat Yaşanacak Bir Can Bulur,
*Her Umut Gerçekleşecek Bir Düş Bulur,
*Bulunmayacak Tek Şey Senin Benzerindir.

Yalnızca aboneler yorum yazabilir.

Abone Bilgileri

Abone girişi yapınız
Abone Kodu:
Parola:
Şifrenizi almak için tıklayın

  • Hava Durumu
  • Arşiv


Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü






 Güneş Gazetesi © 2005-2025 Her hakkı saklıdır.