SÜRTÜŞMELER ASKIYA ALINMALIDIR
Dışarıdan gıpta ile bakılan bir ilçe olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Her ne kadar kendi içimizde bazen “birbirimizi yesek de” Fatsa’mızın dillere destan güzelliği ve artan gelişme grafiği her Fatsalı adına mutluluk vericidir.
“Balıklar derya içredir, deryayı bilmezler” sözünden hareketle çoğu zaman çevremizde yaşanan gelişmeleri fark etmiyoruz. Veya gözümüzün önünde olduğu için kanıksıyoruz.
Bazen de durağan bir yaşam biçimini tercih ettiğimiz için şöyle bir Fatsa’yı gezme fikri aklımızın ucundan bile geçmiyor.
Ama bilinmelidir ki; yıllarca başkalarına imrenerek yaşayan her Fatsalı, artık başkalarının parmak ısırdığı bir şehirde yaşamaktadır.
İnsan; acısıyla tatlısıyla yaşamını sürdürdüğü bir yerleşim birimiyle gurur duymasını bilmelidir. Gurur duyulacak ve şükredecek çok şeyimiz var.
Tek tek bu özelliklerimizi anlatacak değilim. Bunları hepimiz biliyoruz.
Fakat ilçemize yapılan hiç bir yatırımı görmezden gelme veya kaale almama lüksümüz yoktur. Çünkü Fatsa’ya gelen her yatırım iştir, aştır, ekmektir. Ekmekse kültürümüze göre kutsaldır.
Organize Sanayi Bölgesi’ni yok sayamazsınız. Bu gün bile bin öğrenci kapasitesine ulaşmış Deniz Bilimleri Fakültesi’ni görmezden gelemezsiniz. Seçim döneminde yer tahsisi konusunda oldukça hararetli tartışmaların yaşandığı özel hastanelerimize dudak bükerek yaklaşımda bulunamazsınız. Detay konularda birçok eleştiri getirilse de, Fatsa Belediyesi’nin bu güne kadar yaptıkları, önemsenmeyecek gibi değildir. Sektörel anlamda her ne kadar ciddi sorunları olsa da,
ilçemizdeki tekstil atölyelerinin hayati önemini inkar edemeyiz.
ilçemizdeki tekstil atölyelerinin hayati önemini inkar edemeyiz.
Buna benzer daha birçok artıları olan bir bölgenin nimetlerini bölüşeceksek, yıkıcı değil, yapıcı olmak zorundayız.
Bilenler hatırlayacaktır. Bundan beş-on yıl önce ilçemize gelen bir yatırımı, üzümün sapı-armutun çöpü gerekçesiyle maalesef kaçırdık… Yine ilçemize gelmeyi düşünen önemli bir tekstil firmasını, tam olarak bilemeyeceğim nedenlerle başka bir ilçeye kaçırdığımızı hatırlıyorum.
Zaten böyle durumlarda işin en kolayı asla hoşnut olmamak ve sürekli olumsuzluk pompalamaktır. İnsanoğlu olarak biz bunu çok iyi yapıyoruz.
Oysa işin kolayını bir tarafa bırakmak zorundayız.
Yatırımcıyı yerli veya yabancı sınıfına koyarak sürekli sorunlar çıkaran bir ilçede, gelişme beklemek hayalden başka bir şey değildir.
Bir kere şuna özellikle dikkat etmek zorundayız: Toplumsal, siyasal, ticari, kurumsal veya kişisel ne kadar küskünlüklerimiz, düşmanlıklarımız ya da sürtüşmelerimiz varsa Fatsa’nın yüksek çıkarları doğrultusunda yerle yeksan edilmelidir. Eğer bu da olamıyorsa ikinci bir emre kadar(!) söz konusu sürtüşmeler askıya alınmalıdır. Yani geçici olarak dondurulmalıdır.
Çünkü boşa harcanan her potansiyel enerji Fatsa’nın kaybıdır. Ve ilçemizin birliği söz konusu olduğunda her bir ferdimize mutlaka ihtiyaç vardır.
Bu düşünceden yola çıkıldığında hiç kimsenin bir başkasına tepeden bakma, hor görme veya olayın dışında bırakma gibi yollara başvurmaması gerekir.
Özellikle de seçimleri yeni atlattığımız bir dönemde daha dün yaşanan tartışmaları, bir sonraki seçimlere kadar dondurucuya koymak zorundayız.
İlçemizdeki muhalif ve iktidar çevreleri, ortak bir dostluk zemininde buluşabilmeli ve buradan doğacak olumlu havayı Fatsa’nın hızlı gelişmesine kanalize etmelidir.
Ortak akıl bunu gerektirir çünkü…
Sonu gelmeyen kısır çekişmelerin ve tartışmaların zarardan başka hiçbir avantajı olmamıştır. Öyleyse yapılacak iş bellidir.
Fatsa’nın menfaatleri etrafında kenetlenmek… Bir yandan yapılanların kıymetini bilirken, diğer yandan da yapılacaklar üzerinde ortak hareket ederek kafa yormalıyız.
Ama asla hizipçiliğe, ayrımcılığa ve bölünmeye meydan vermeden…
İnsan faktörünü unutmadan…
Sevgiyle, iyi niyetle ve azimle…
Bu konuda başka fikirleri olanlar varsa, tez elden paylaşmalıdır.
HOŞÇAKALIN