OBAMA'NIN GELİŞİ
Bir çok okuyucumun bildiğini sanıyorum. Ben köylü çocuğuyum. Köyümde ilkokul olmaması nedeniyle de ilkokula 9 yaşımda başladım. Ancak okul yıllarından önce de siyasete ve devlet adamlığına merakım vardı. Zaten bu merakım nedeniyle ailemi zorlayarak okula kaydoldum. İlkokul mecburiyetine karşın, köyümde benden önce ilkokul diploması alan kişi yoktu.
Bu merakımı o günlerin zor şartlarında radyo dinleyerek, gazeteden yapılmış kese kağıtlarının üzerindeki aylar öncenin haberlerini okuyarak giderirdim. İşte o yıllarda cumhurbaşkanı veya devlet başkanını: tahsilli kültürlü, iyi ailelerden yetişmiş, şanslı ve aynı zamanda üç kolu veya bacağı olan, boyunda ve vücudunda mutlaka bir olağanüstülük olan insanlar olarak tahayyül ederdim. Hatta biraz daha ileri gidecek olursak: Belki yemeye, içmeye ihtiyacı olmayan veya başkaca olağanüstülüklere sahip bir insan...
ABD. başkanı Barack Obama’ya da ülkemizde karşılanışı, ağırlanışı ve uğurlanışı sırasında benim hayal ettiğim özelliklere sahip olmasa da, sanki bu özellikleri taşı yormuş gibi abartılı bir ağırlanma uygulandığını söyleyebilirim. ABD. devlet başkanı dahi olsa Obama da bir insandır. Yatar, kalkar, sakız çiğ ner, yer, içer, ..çar vs.... Bir kediye dokunması hemen hemen her televizyon kanalı tarafından saniyelerce görüntülendi, çeşitli yorumlar yapıldı. Kendisi ile aynı karede gözükmek için bir yerlerini yırtanlar bile vardı.
Halbuki Sayın Obama tarafından beklenmeyen ve hatta belki de rahatsız eden bu ilgi taşkınlığını herkes işine gösterse çok farklı bir Türkiye görmenin mümkün olacağını söylemek kehanet olmasa gerek. Hatta bu kadar taşkın ilgiye bile gerek yoktur. Herkes kendi evinin önünü süpürse yine farklı bir Türkiye görmek mümkündür.