FATSA CINGIRT KALESİ VE KAYA MEZARLARI TURİZME KAZANDIRILIYOR

Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klasik Arkeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ayşe Fatma Erol, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle Cıngırt Kayası Antik Dönem Yerleşim yerinde 2011 senesinde bir yüzey araştırması yaptıklarını ve o yüzey araştırmasında elde ettikleri veriler doğrultusunda geçen sene kazı çalışmasına başladıklarını söyledi.2013 yılı itibariyle de ikinci sezon çalışmalarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Ayşe Fatma Erol; “Burası Cıngırt kayasının zirve kısmı. Burada Karadeniz coğrafyası için karakteristik olan basamaklı su tüneli olarak tanımlayacağımız ana kayaya oyulu bir mimari görmekteyiz. Bu coğrafyada bir çok antik kentte gördüğümüz mimari bir biçim. Ordu Bayadı köyünde, kurul kalesinde Mesudiyede, Arıkmusa da ve daha birçok Karadeniz coğrafyası antik yerleşiminde görülen bir mimari.
Buradan elde ettiğimiz veriler gerek sözünü ettiğimiz bu mimari gerekse eski dönem insanlarının kullandığı çanak çömlekler. Buranın M.Ö.120 ve 63 yılları arasında Mitridatlar Sülalesi olarak adlandırılan ve 6. Mitridat dönemine ait bir kale yerleşimi olduğu öngörüsü var. Roma ve Bizans dönemine ait kalıntılar da bulunmakta. Onun dışında buranın Osmanlı döneminde de yine yerleşim gördüğünü ele geçen Osmanlı eserlerinden anlamaktayız. Amacımız burada çıkan kalıntıların restorasyonunun yapılıp bölgenin Kültür Turizmine kazandırılması. Sayın Başkanımızın da teşrifleri bizi oldukça mutlu etti. Kendilerinin desteklerini her zaman hissetmekteyiz. Bu günde bu ziyaret bizim için motivasyon oldu. Sağolsunlar inşallah birlikte nice yıllar güzel işler başaracağız” dedi.
Arkeolojik Kazılar Başladı
Kazı çalışmalarını yerinde inceleyen Başkan Anlayan : “Geçen sene burada arkeolojik kazı çalışması başlamıştı. Bu sene de yine ciddi bir ekiple sayın hocamla beraber tekrar arkeolojik kazı başladı. Her geçen gün yapılan kazılarda yeni bulgulara rastlanıyor.Bu da bizi heyecanlandırıyor. Zaten burada yaşayan insanlar buradaki bulguları bir şekilde görüyorlardı ama hocaların yaptıkları araştırmalarda çok daha geçmişe gidiyorlar. Hocam bizlere buradaki bulguların M.Ö.120 yılına kadar gittiğini ifade etti. Buradaki bulgular onu gösteriyor. İnşallah her sene aşama aşama burası açılacak ve ortaya çıkarılacak. Bu şekilde turizme kazandırılacak. Tarihi bir yaşam alanının tekrar gün yüzüne çıkarılması bizim için çok önemli. Ama bugün için şehrimizin turizm noktasında çok ciddi bir ilerleme kaydedeceği bir bölge belki burası. Bir çok yerde buna benzer yerler o bölgeyi turizm açısından çok geliştiriyor. Hocamın da ifade ettiği bulgular inşallah gün yüzüne çıkartıldığında, burası turizme açıldığında Karadeniz açısından belki de en önemli bulgulardan birisi olacak. Çünkü M.Ö.120 yıl ve o süre boyunca süreklilikten de bahsediyor hocam. M.Ö.120 sene öncesinden her dönemin insanının yaşamış olmasını bilmek beni ayrıca heyecanlandırıyor. İnşallah burası her sene adım adım ortaya çıkartılacak ve turizme kazandırılacak. Bundan Fatsa kazanacak, Karadeniz kazanacak, Türkiye kazanacak. Ben hayırlı olmasını diliyorum. Tabi ki, Turizm İl Müdürlüğümüzün desteği ve Sayın Valimizin desteği ile buralar bu şekilde hayata geçiyor. İnşallah hocamız ve ekibi gayretli ve heyecanlı çalışmalarını güzel bir şekilde sonlandıracak. Burada işin en önemli kısmı tarihi bulguların ortaya çıkması. Ama vatandaşlar buraya çıktığında çok müthiş de bir seyir, manzara teras alanı ile karşılaşıyorlar. Zaten eski insanlar yaşayacakları yerleri biliyorlarmış. Bizler için deniz kenarları yaşamak için ideal yerler halbuki tepeler hem güvenlikli hem de daha çok sağlıklıymış ve o yüzden geçmişte yaşayan insanlar bu tür yerleri tercih etmişler. Velhasıl şu an üzerinde bulunduğumuz alanda bir tarih yatıyor. İnşallah Fatsa’mıza kazandırılacak, Türkiye’mize kazandırılacak. Hayırlı olmasını diliyorum” dedi.